Subscribe:

Ads 468x60px

Sahte botoks paniği!

Türkiye ve dünyada yaygınlaşan botoks uygulamasının gün geçtikçe arttığı ortaya çıktı. Ancak tedavi amaçlı da kullanılan botoks uygulaması birçok tartışmayıda beraberinde getiriyor.

Dentapolitan Diş Hastanesi İmplotoji Uzmanı ve Çene Cerrahı Doç. Dr. Mustafa Tek, botoks konusunda çok önemli açıklamalar yaptı.

BOTOKS NASIL ETKİ GÖSTERİR?
Botoks uygulandığı kas dokusunda sinirleri bloke ederek, kasın kasılmasını engellediğine vurgu yapan Tek, "Sinir uçlarından nörotransmitterin salınımını engeller. Böylece uygulandığı bölgede cilt dokusu düzgün ve kırışıksız olur.

UYGULAMASI ZOR MUDUR? YAN ETKİSİ VAR MIDIR?
Botoks uygulamak kolay bir işlemdir ve ağrı yok denecek kadar azdır. Uygulamasından sonra hafif şişlik ve kızarıklıkla karşılaşabilineceğini aktaran Dr. Tek 'kaslar üzerine etkisinin 4- 8 ay boyunca devam ettiğini bildirdi. Daha sonra tekrarlanması gerekebilir" dedi.

BOTOKS TEDAVİ AMAÇLI DA KULLANILABİLİR Mİ?
Günümüzde genellikle Botoksun kozmetik amaçlı yüzdeki mimik çizgilerinin yumuşatılması için kullanıldığına dikkat çeken Dentapolitan Diş Hastanesi İmplotoji Uzmanı ve Çene Cerrahı Doç. Dr. Mustafa Tek , "Botoks günümüzde tıp ve diş hekimliği dünyasında tedavi amaçlı da kullanılıyor" şeklinde devam etti.

Diş hekimliği pratiğinde tedavi amaçlı olarak "temporomandibuler eklem = çene eklemi tedavisinde, çiğneme kaslarının asimetrik gelişiminin tedavisinde, gummy smile = görünen diş eti estetiğinin düzenlenmesinde, bruksizm = diş gıcırdatma tedavisinde, trigeminal nevralji, tik ve tremor gibi bozukluklarin tedavisinde, çesitli spastik bozukluklarda, aşırı terleme ve bazı nörolojik hastaliklar gibi" kullanılmaktadır.

FELÇ EDER Mİ?
Botoks 18 yaş üstü bireylerde ve hekim endikasyonuna göre ihtiyaç duyulduğu zaman, estetik amaçlı ya da tedavi amaçlı yapılabilir. Botoks sadece enjekte edildiği kasın kasılmasını geçici süre olarak engeller. Felç eder bilgisi tamamıyla yanlış kullanılmaktadır.

BOTOKS KİMLER TARAFINDAN YAPILMALIDIR?
Botoks uygulaması bu konuda eğitim almış uzman hekimler tarafından yapılmalıdır.

SAHTE BOTOKSLAR VAR MIDIR?
Dentapolitan Diş Hastanesi İmplotoji Uzmanı ve Çene Cerrahı Doç. Dr. Mustafa Tek Piyasada satışa sunulan ucuz botokslar vardır. Bunlar steril olmayan koşullarda izinsiz üretilmiştir. Denetimi olmayan ve bu konuda uzman olmayan kişiler tarafından hastalara uygulanmaktadır. Bu konuda hekimlerin ve hastaların dikkatli olması gerekir. Botoks yüz dolgusu değildir. Dolasıyla yüzü şişirmez. Mimik çizgilerini yumuşatır dedi.

Hamilelikte cinsel ilişkinin 9 faydası

Hamilelik döneminde cinsel hayatınızı dokuz ay boyunca askıya almayın. Gebelik boyunca aktif cinsel yaşamın hem anne hem baba, hatta bebek için bile faydaları var.

Birçok erkek yanlış bir inanış nedeniyle bebeğe ve anneye zarar veririm düşüncesiyle hamilelik döneminde eşiyle cinsel ilişkiye girmiyor. Hatta birçoğu, hamilelikte eşiyle ilişkiye girememesini aldatma gerekçesi yapıyor.

Aslında doktorunuz aksi yönde bir tavsiyede bulunmadığı sürece, gebelikte cinsel ilişkiye girmek tamamen güvenli.

Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Betül Görgen, eğer gebelik esnasında; açıklanamayan vajinal kanama, amnios sıvısının gelmesi, rahim ağzı yetmezliği, bebeğin eşinin aşağıda olması, daha önce erken doğum, çoğul gebelik gibi hamileliği tehlikeye düşürecek bir durum yoksa hamileliğin her döneminde cinsel ilişkiye girilebileceğini söylüyor.

"Önemli olan yavaşça hareket etmektir" diyen Op. Dr. Betül Görgen, kuruluk, ekstra hassas serviks ve cinsel ilişki sonrası lekelenme gibi sebepler yüzünden gebelikte cinsel ilişki sırasında dikkatli hareket etmek gerektiğine işaret ediyor.

Op. Dr. Betül Görgen, dokuz aylık gebelik boyunca cinselliğe zaman ayırmanızı gerektirecek dokuz sebep ve gebelikte cinsel ilişkinin dokuz faydasını şöyle anlattı.

ORGAZMIN ARDINDAN DAHA İYİ BİR UYKU
Gebeler, hamileliğin her döneminde uyku sorunları yaşayabilirler. Özellikle, sık tuvalete gitme ihtiyacı gebeliğin ilk üç aylık döneminde oldukça rahatsız edicidir. Son üç aylık dönemde de anne adayı, iyice büyümüş göbeğinden dolayı rahat uyuyamayabilir. Bazı kadınlar da gebelikteki hormonal değişikliklerden kaynaklı uykusuzluk problemi yaşarlar. Seks bütün bu uyku sorunlarını ortadan kaldırabilir, çünkü orgazmın hemen arkasından prolaktin hormonu salgılanır, bu da kişinin rahatlamış ve uykulu bir hale girmesine yardımcı olur. Gece uykusunu güzel almış bir anne sabah daha enerjik bir anne demektir.

SEKS AĞRILARINIZI ENGELLER
Birçok gebe bütün gün boyunca gece kendilerini yatağa atmanın hayalini kurar ama günün sonunda yataklarına kavuştuklarında, orada da rahat edemediklerini fark ederler. Çabuk büyüyen rahim genel olarak vücuda büyük yük yükler, bu da bazen ağrılara sebep olur. Ama seks bu ağrıları engelleyebilir. Orgazm sırasında "sevgi hormonu" olarak da bilinen oksitosin hormonu salgılanır ve bu hormonun ağrıyı engelleme ve ağrı toleransını arttırma gibi özellikleri vardır.

SIK SIK SEKS DAHA AZ HASTALIK
Herkes bağışıklık sisteminizi nasıl güçlendirebileceğiniz konusunda bir şeyler söyler. Bilimsel araştırmalara göre sık sık seks yapan insanlar daha az hasta oluyor. Gebe kadınlarda normale göre zaten baskılanmış bir bağışıklık sistemi vardır. Seks, vücutta hastalıklara karşı savaşan antikorların sayısını arttırır ve bu sayede minik bebeğinizi beklerken en son başınıza gelmesini isteyeceğiniz hastalıklardan korunmuş olursunuz.

DAHA AZ ALTA KAÇIRMA İHTİMALİ
Birçok kadının gebelikleri sürecince hiç beklemedikleri bir anda, öksürdüklerinde, güldüklerinde ya da bir şeye şaşırdıklarında, altlarına kaçırdığı olmuştur. Pelvik tabanınız, leğen kemiğinizdeki tüm organları tutan bir tramboline benzer ve mesanenin kontrolüne yardımcı olur. Seks yapmak pelvik tabanınızı güçlendirmeye yardımcı olur. Orgazm pelvik kaslarda kasılmalara sebep olur. Keyif veren bir egzersiz yapmış gibi olursunuz. İdrar yaparken, idrar akışını durdurmak için kullandığınız kaslar pelvik taban kaslarıdır.

CİNSEL İLİŞKİ KAN BASINCINI DÜŞÜRÜR
Gebelik boyunca sağlıklı beslenme kan basıncının istenen düzeyde kalmasına yardımcı olur ama bilimsel araştırmalar cinsel ilişkinin de sistolik kan basıncını (büyük tansiyon) düşürmede etkili olduğunu göstermiştir. Tansiyonunuzun istenen düzeyde olması bebeğinizin ve sizin sağlığınız ve gebeliğinizdeki riskleri azalttığı için önemlidir. Sağlıklı kan basıncı sizi doğum için suni sancı (indüksiyon) almaktan ve hatta sezaryen ameliyatı olmaktan koruyabilir.

ORGAZM RUH HALİNİZİ İYİLEŞTİRİR
Anne adayları bazen gebeliğin zorluklarından bunalabilirler. Yorgunluk hissi ve bir türlü rahat edememek genel ruh halinizi kötü yönde etkileyebilir. Cinsel ilişki sırasında orgazmla hem anne hem bebek için faydalı olan endorfin hormonu salgılanır, bu da ruh halinizin iyileşmesine yardımcı olur. Ayrıca oksitosin hormonu da anne ve baba arasında sevgi ve yakınlığı arttırarak daha mutlu bir ilişkiye kapı aralar. Orgazmın bu kadar faydası olduğunu muhtemelen bilmiyordunuz.

DAHA AZ STRES
Bir çiftin hayatında bebeklerini bekledikleri dönem hep güzel hatırlanacak bir zaman dilimi olmalıdır ama bu dönemin strese sebep olduğu zamanlar da vardır. Yine strese karşı orgazm bir rahatlama kaynağıdır. Oksitosin ve endorfinler beyindeki haz merkezlerini harekete geçirir, bu da gerginlik, stres ve hatta depresyonun azalmasını sağlar.

DOĞUM KASILMALARINI BAŞLATIR YA DA İLERLETİR
Meninin içinde prostaglandinler denen rahimin açılmasına ve yumuşamasına yardımcı olan bileşenler vardır. Orgazm sırasında da çok fazla oksitosin hormonu salgılanır. Bu hormon aynı zamanda kasılmalara sebep olan ve bebeğinizin rahim kanalından geçerek dünyaya gelmesine yardımcı olan hormondur. Vücudunuz doğuma hazırsa, cinsel ilişkide bulunmak doğum kasılmalarının başlamasını tetikleyebilir. Kasılmalar başladığında, eşinizle beraber bu kasılmaları karşılıyorsanız onunla yakın hareket ediyor olmaktan ve salgılanan yüksek oksitosin nedeniyle cinsel olarak uyarılmış olabilirsiniz. Gebelik kesesi açılmadığı ve anne adayının suyu gelmediği sürece, doğum kasılmaları sırasında cinsel ilişkiye girmek tamamen güvenlidir ve hatta doğum için de faydalıdır. Kulağa biraz tuhaf geldiği için birçok çift böyle bir şeyi denemeyi akıllarından bile geçirmez. Fakat kasılmalar sırasında cinsel ilişki doğumu ilerleterek, bebeğin dünyaya daha çabuk gelmesini sağlayabilir.

DAHA ÇABUK İYİLEŞME
Gebelik sürecince güçlendirilen pelvik taban kasları, bebeğin doğumundan sonra da annenin daha hızlı iyileşmesine yardımcı olur. Güçlü bir pelvik taban bebeğin doğumunu kolaylaştırır, iyileşme süreci de daha az ağrılı olur.

Yine de doktorunuza mutlaka gebeliğiniz boyunca cinsel ilişkinin sizin için güvenli olup olmadığını konusunu danışın. Unutmayın, eğer güvenliyse, bu dönemde cinsellikten uzak kalmamanız için dokuz sebebiniz var.

Hamilelikte bazı kadınların cinselliğe olan ilgisi artarken, bazılarının da azaldığını anlatan Op. Dr. Görgen, anne adaylarına "Size doğru gelen ve sizi rahat ettiren neyse onu yapın" tavsiyesinde bulunuyor. Erkeklere de seslenen Görgen, "Eşler, lütfen anne adaylarını rahat ettirmeye dikkat edin. Hamilelikte ilişkiye girilebiliyormuş diyerek istemediği halde eşinizi ilişkiye zorlamayın" diyor.

Kendisi Küçük; Acısı Büyük Hastalık

Yanlış beslenmenin giderek yaygınlaştığı ve özellikle fastfood ürünlerin hayatımızın merkezine yerleştiği günümüzde daha fazla görülmeye başlayan hemoroidin, en önemli düşmanının hastalıktan utanarak mümkün olduğunca geç uzmana başvurma olduğunu ve aslında zamanında başvurulduğunda bu hastalıktan kolayca kurtulabileceğinizi biliyor muydunuz?

Hisar Intercontinental Hospital Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. İlker Abcı'dan makat bölgesinde en çok görülen hastalık olan hemoroidin nedenlerini ve tedavi yollarını öğrendik…

Küçük belirtileri göz ardı etmeyin!
İlk belirti büyük tuvalet sırasında görülen kırmızı parlak renkli kanamadır. Kolon ve rektum kanserleri, kalın barsak polipleri, hemoroid hastalığı, makat ağzında çatlak (anal fissür), makattan kanama yapan hastalıklardan en sık görülenleridir. Kalın barsak kanserinin erken evrede yakalanması çok önemlidir. Bu nedenle makattan kan gelmesi, dışkıya çizgi şeklinde kan bulaşması, dışkılama alışkanlıklarında değişiklik, dışkının incelmesi, halsizlik, kolay yorulma ve kilo kaybı gibi şikayetler olursa mutlaka uzmana başvurulmalıdır. Hemoroid başka bir hastalığa dönmez. Ancak bazen başka hastalıklarla birlikte görülebilir. Örneğin rektum (kalın barsak son kısmı) kanseri olan bir hastada hemoroid de varsa hastanın şikayetleri hemoroidle karıştırılabilir; hemoroid tedavi edilirken kanser gözden kaçabilir. Bu nedenle hastanın durumuna göre hemoroid tedavisi öncesi kalın barsak kontrolü (kolonoskopi) gerekebilir.

Hemoroid makat etrafındaki toplardamar yumağının gevşemesi ve meme şeklinde dışarı doğru sarkmasıdır. Gevşeme ve genişleme, genellikle birden olmaz, zamanla oluşur. Bu nedenle hemoroidal hastalığı olan kişilerin şikayetleri belirgin olmasa da uzun süredir vardır. Uzun süreli kabızlık ve ıkınma, makat çevresindeki toplardamarlarda basıncın artmasına yol açar ve toplardamarların genişleyerek aslında bir çeşit varise dönüşmesine neden olur. Ailevi yatkınlık da bir sebeptir. Anne veya babasında hemoroid olan kişilerde hemoroid diğer kişilere göre daha sık görülür. Acılı ve baharatlı gıdaların bolca tüketilmesi de dışkılama sırasında ıkınmaya ve tahrişe yol açtığından hemoroid oluşumunun önemli bir nedenidir. Hemoroidal hastalığının belirtileri kanama, şişlik, ağrı, kaşıntı ve akıntıdır.

Hemoroid probleminden kaçarak kurtulamazsınız!
Hemoroid tedavisi şikayetleri gidermek için yapılır. Tedavi edilmezse hastalık ilerler, şikayetler artar. Kanama bu hastalarda önemli bir şikayettir. Tedavi edilmezse can sıkıcı kanamalar sürer gider; çok miktarda kan kaybı olduğunda, kansızlık gelişebilir. Tedavi edilmemiş hemoroidlerde, boğulma (akut tromboze hemoroid) dediğimiz şiddetli ağrılı şişlik gelişebilir. Bu durum hemoroidin ilk şikayeti olarak da görülebilir.

Hastalığınızın derecesini öğrenin ve tedavinize başlayın!
Hemoroid hastalığının dört derecesi vardır. Birinci derece hemoroidde hastanın dışkılama sırasında az miktarda kanama şikayeti olur. Gözle muayenede hemoroidler görülemez. Anoskop ile makattan içeri bakılınca büyümüş hemoroid memeleri (pakeleri) görülür. İkinci derece hemoroidde, dışkılama esnasında memeler dışarı çıkıp kendiliğinden içeri girerler. Kanama, kaşıntı gibi rahatsızlıklar olur. Üçüncü derece hemoroidde, memeler dışkılama sonrasında ancak el ile içeri itilebilir. Kanama, şişlik, kaşıntı gibi şikayetler de artmıştır. Dördüncü derece hemoroidde, memeler artık tamamen dışarıdadır, elle itmekle dahi içeri gitmezler. Kanama, akıntı, kaşıntı, akıntı ve makatta rahatsızlık hissi olur.

Hemoroid yastıkçıkları genellikle içte yerleşirler ancak makatın dışında, kenarlarda da damar yumakları vardır. Hastalığın ilk evrelerinde iç hemoroidlerde problem varken zamanla büyüme ve sarkma sonucunda iç ve dış hemoroidler birleşirler, birbirinden net ayrılamazlar. Hemoroidde evrelerine göre çeşitli tedaviler vardır. Birinci derece hemoroidde ilaç tedavileri, barsak alışkanlıklarının düzenlenmesi, acılı yiyeceklerden sakınmak, kabızlığın giderilmesi genellikle yeterlidir.

İkinci derece hemoroidde de; ilaç tedavileri, ışın tedavisi, lastikle bağlama tedavileri uygulanır. Lastik band ile bağlama yöntemi henüz ameliyat aşamasına gelmemiş iç hemoroidler için çok uygun bir yöntemdir. 5-10 dakika gibi kısa süreli ve ağrısız bir işlemdir. İşlem sonrası normal hayata hemen dönülür.

Üçüncü derece hemoroidde, lastikle bağlama ve ameliyat tedavileri; dördüncü derecede hemoroidde ise sadece ameliyat tedavileri uygulanır. Ameliyatta hastalığı oluşturan memeler ortadan kaldırılmış olur. Bu tedaviler arasında uzun vadede en etkilisi ve tekrarlama ihtimali en düşük yöntem, halen ameliyattır. Longo yöntemi denilen metod ile ağrısız olarak hemoroide müdahale edilebilir. Bu metodda makatın yaklaşık 4 cm içinden 2 cm genişliğinde bir silindirik halka çıkarılıp kalan iki uç tek kullanımlık bir cihaz ile uç uca dikilir. Böylelikle hemoroid memeleri makatın içine çekilerek kan akımı kesintiye uğratılır ve hemoroidlerin sönmeleri sağlanır. Ameliyat sonrası ilk dışkılama esnasında biraz ağrı ve kanama normaldir.

Sonrakilerde bu durum azalır. Kabızlığın olmaması, ilaçların düzenli kullanılması ve sıcak su oturma banyoları hem ağrıyı keser hem de iyileşmeyi hızlandırır. Ameliyat sonrası ortalama bir haftalık istirahat sonrasında normal hayata dönülür.

Bunun dışında dopler ultrasonografi rehberliğinde hemoroidal damarların bağlandığı teknik ile de başarılı sonuçlar elde edilmektedir. Bu teknikle ameliyat olan hastalar aynı gün evlerine gönderilmekte ve erken işe geri dönüş sağlanmaktadır.

Genç yaşlarda gelen unutkanlık korkutucu

Beslenme bozukluğu, stres, depresyon, uykusuzluk, vitamin eksikliği, çok fazla akıllı telefon ve bilgisayar kullanımı… Tüm bunlar unutkanlık probleminin genç yaşlarda da ortaya çıkmasının n önemli nedenleri arasında gösteriliyor. Yaş ilerledikçe artan unutkanlıklar ise; alzheimer hastalığı, damarsal nedenli unutkanlıklar, parkinson hastalığı gibi rahatsızlıklarla karşımıza çıkabiliyor. 

Memorial Antalya Hastanesi Nöroloji Bölümü'nden Uz. Dr. Bilge Çetin, genellikle çok beliti vermden gizlice ilerleyen unutkanlığa karşı alınabilecek önlemler hakkında bilgi verdi.

Vitamin eksikliği unutkanlığa neden olabilir

İleri yaşlarda görülen unutkanlık bazı durumlarda daha erken yaşlarda, genellikle telefon numaralarının hatırlanmaması, isimlendirmede güçlük, beceri kaybı ve davranış değişiklikleriyle kendini göstermeye başlar. Ağır diyetler, vitamin eksikliği, guatr hastalığı, psikiyatrik hastalıklar veya bazı ilaçların uzun süreli kullanımı unutkanlığın başlıca nedenleri arasındadır. Unutkanlık problemleri, başlarda geçici hatırlama sorunları gibi göründüğünde, çoğu zaman önlem almakta gecikilebilmektedir. Genç yaşlardan itibaren uzmanların yönlendirmeleri doğrultusunda hafızayı güçlendirecek alışkanlıkların yaşama adapte edilmesiyle, ciddi bir bellek bozukluğu tehdidine karşı korunmak ve riskleri azaltmak mümkün olabilmektedir.

Bol bol yürüyüş yapın

Unutkanlıklar kişinin günlük yaşamını ve performansını bozmadığı sürece büyük bir soruna neden olmaz fakat bunlardan birisinde aksama olduğunda sorunlar başlar. Düzenli yapılan egzersizlerle beynin yeterli miktarda oksijen alması sağlanarak, bellek bozuklukları önlenebilir. Egzersiz yapmak birçok psikolojik sorunun üstesinden gelmeye yardımcı olduğu gibi, zihin sağlığına da iyi gelmektedir. Yapılan araştırmalar fiziksel egzersiz yapan kişilerin, yapmayanlara göre daha başarılı olduklarını göstermektedir. Hafızanın güçlenmesine yardımcı olmak için yürüyüş, yüzme veya yoga gibi egzersizler önerilmektedir. Spor yaparken vücutta önemli su kayıplarına yol açılmaması ve aşırı fiziksel efor gerektiren egzersizlerden kaçınılması gerekmektedir.

Unutkanlığı önlemek için;

Bol sebze ve meyve tüketin.
Stresten uzak durun.
Fındık, ceviz, badem, çekirdekli kuru üzüm, yeşil sebzeler, böğürtlen, yaban mersini, elma, kepekli pirinç ve balık gibi folik asit seviyesini artıracak besinler alın.
Kaliteli uyuyun.
Açık hava yürüyüşleri ve düzenli egzersiz yapın.
Alkol tüketimini sınırlayın.
Ajanda kullanın, bol bol not alın.
Ağır diyetlerden uzak durun ve uzun süren açlıklardan kaçının.
Bulmaca çözün.
Konsantrasyonu artıracak kitap okuma ve müzik dinlemeye ağırlık verin.
Sosyal ilişkilerinizi geliştirin.
Geç kalmadan uzmana başvurun

Unutkanlığa bir çok dış etken neden olabilir. Örneğin, uykusuzluk konsantrasyon bozukluğu yapar ve bu da unutkanlığa yol açar. Bu yüzden kişinin kaliteli bir uyku alışkanlığı edinmesi önemlidir.

Dengeli beslenme hafızayı güçlendirir, B vitamini açısından zengin gıdalara ve kaliteli glikoz tüketimine günlük beslenme programında yer verilmesi güçlü bir hafızaya destek olmaktadır. Ayrıca Omega 3 içeren balık gibi besinlerin genç yaşlardan itibaren tercih edilmesinin zihinsel yetiyi geliştirdiği düşünülmektedir.

Unutkanlığı önlemek için zihni canlı tutan bulmaca, hafıza oyunları gibi aktiviteler düzenli hale getirilmelidir. Ancak tüm bu önlemlere rağmen unutkanlık, kişinin ilişkilerini etkilemeye başladığı, işini yapamaz hale geldiği, yaşam fonksiyonlarını aksattığı zaman bir hastalık olarak görülmeli ve bir nöroloji uzmanına başvurulmalıdır.

Meme Kanseri Olan Kadının Eşi

Türkiye'de kadın kanser vakaların yaklaşık yüzde 25'ini meme kanseri oluşturuyor. "Meme kanseri bir kadın için ekonomik gücünü, işini, vücudunun cinsel kimliğini oluşturan bir parçasını, bu parçasının işlevini ya da tümüyle yaşamını yitirme olasılığıyla karşı karşıya kalma anlamını taşıyor" 

Medical Park Göztepe Hastane Kompleksi Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Selma Bozkurt, hastalığın kadınlar üzerinde ciddi bir travma yarattığına dikkat çekiyor. Meme kanserinin tanı ve tedavi sürecinin eşleri de yıprattığını hatırlatan Doç. Dr. Selma Bozkurt, hastaların yanı sıra eş ve çocukların da psikolojik destek alması gerektiğini söylüyor.

Doç. Dr. Selma Bozkurt, Meme Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında, bu hastalıkla psikolojik açıdan nasıl mücadele edilebileceğiyle ilgili çiftlere önemli bilgiler verdi:

Meme kanseri, kadınlarda en sık görülen kanser türleri arasında yer alıyor. Dişiliği ve cinselliği sembolize eden organa karşı tehdit oluşturduğu için meme kanseri, diğer kanserler arasında ruhsal ve psikososyal yönleri açısından en çok araştırılan kanser türünü de oluşturuyor. Meme kanseri görülen hastalarda hastalığın ilerlemesi, tekrarlaması ya da tedavi sürecinin belirsizliğine ek olarak kemoterapi ilaçlarının yan etkileri, cerrahi müdahale sonucu beden ve benlik imajındaki bozulmalar, sosyal ilişkilerin kesintiye uğraması, şiddetli ağrı ve ölüm korkularına sıkça rastlanıyor.

AİLE İÇİ KRİZLERE ZEMİN HAZIRLIYOR
Tedavi başladığında, çeşitli sosyal durum değişikleri ve tedavi etki ve yan etkilerinin görülmesiyle bu inkar yerini öfke veya umutsuzluğa bırakabiliyor. Cerrahi tedavi uygulanmışsa hasta operasyon sonrası erken dönemi geçirdikten sonra bedeniyle ilgili kaygıları ve özgüven eksikliğini derin şekilde hissedebiliyor. Ayrıca hastaya verilen sosyal desteğin varlığı, yeterliliği ve bireyin stresle baş etme gücüne bağlı olarak anksiyete ve depresif bozukluklar da ortaya çıkabiliyor. Bu durumların varlığı kanser tedavisini reddetme ve tedaviye uymama davranışlarına, aile içi krizlere ve çatışmalara zemin hazırlıyor.

EVLİLİKLERİ YIPRATABİLİYOR
Meme kanseri olan kadınlarda olduğu gibi, onların eşlerinde de psikolojik sorunlar görülebiliyor. Tanı ve tedavi sürecinde karşılaşılan birçok tatsız durum eşi de yıpratıyor. Zaman içinde hastaların eşlerinde tükenmişlik, çabuk kızma, sinirlilik, enerji azlığı, motivasyon kaybı, yorgunluk gibi belirtiler gözlemlenebiliyor. Eşler, yaşamlarında ilk kez bu kadar yakından deneyimledikleri bu zor süreçte sıklıkla hastaya nasıl davranmaları gerektiği konusunda ve hastalık sürecini birlikte nasıl daha sağlıklı atlatabilecekleri konusunda kendilerini yetersiz hissedebiliyor. Tedavinin ve hastanede geçirilen sürelerinin uzun sürmesi, tekrarlamalar ve gündemdeki konunun çoğunlukla hastalık olması, evlilikleri de yıpratabiliyor. Ayrıca kanser olgusu eşlerin arasına girdiği için bazı çiftlerin sosyal-duygusal paylaşımları azalabiliyor. Tedavi sürecinde gereken psikolojik destek göz ardı edildiğinden çiftler daha fazla ruhsal sorun yaşıyor ve bu durum bazen eşler için ayrılığa giden yolun başlangıcı olabiliyor.

TÜM AİLE ÜYELERİNE DESTEK ŞART
Meme kanseri olan kadın, tanıdan sonraki süreçte gerek cerrahi müdahale öncesi, gerekse kemoterapi öncesinde ruhsal olarak değerlendirilmesi ve profesyonel olarak sağlanacak psikolojik desteğin mümkünse eşiyle birlikte verilmesi gerekiyor. Hatta varsa çocukları ve diğer aile bireylerinin de sürece dahil edilmesi büyük fayda sağlıyor. Bu sayede aile üyelerinin hastaya sağlayacağı destek de güçlendirilmiş oluyor. Hastanın kanserle mücadele ederken kendini yalnız hissetmemesi ve duygularını paylaşabileceği bir ortamın oluşturulmasıyla hastalığı daha kabul etmesini sağlıyor, bu durum tedavi sürecini ve iyileşmeyi olumlu yönde etkiliyor.

EŞLER İÇİN ÖNERİLER
Evlilikte ve ilişkilerde sürekli her şeyin yolunda gitmeyeceğini, iniş ve çıkışların olacağını biliyoruz. Hasta kendi kaybı ve rahatsızlığıyla ilgili olarak kişisel kaygılar yaşarken eşi de hastanın rahatsızlığıyla ilgili kendi sorumluluk payı ve nasıl davranması gerektiğiyle ilgili endişeler taşıyor olabilir. Çiftler bu sıkıntılı durumdan kaçınmak ve gizlice ıstırap çekmek yerine birbirine vakit ayırmalı ve duygu paylaşımı yapmalı. Karşılıklı endişeleri, düşünceleri ve hislerine, hastalığın kendisini ve sosyal hayatını nasıl değiştirdiğine dair bol bol konuşmak ya da konuşanın zor geldiği durumlarda bu zorlu süreçte yaşadıklarını yazıya dökmek hem eşlere hem de ilişkideki uyumu korumaya ve sürdürmeye yardımcı olabilir.

Düzensiz hayatı olan erkekler baba olamayabilir

Vardiyalı çalışma erkeklerin baba olmasını zorlaştırıyor

Vardiyalı çalışmanın, çalışanların uyku ve beslenme düzenini, egzersiz faaliyetlerini bozarak çalışan sağlığını etkilediği biliniyor. Yeni yapılan araştırmalar, düzensiz çalışma saatlerinin erkeklerde hem cinsel dürtüleri hem de baba olma şansını azalttığını ortaya koydu.

Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Betül Görgen, erkekleri yakından ilgilendiren bilimsel araştırmaların sonuçları hakkında şu bilgileri verdi:

"Vardiyalı çalışan erkeklerde testosteron seviyesi düşük bulunmuştur. Testosteron düşüklüğü kötü sperm kalitesine sebep olur. Bu sonuçlar gece çalışan insanlar için alarm niteliğindedir.

Vardiyalı ve gece nöbetinde çalışmakta olan erkeklerde önemli ölçüde düşük sperm sayısı görüldü. Düzensiz ve çok az uyku uyumanın hormon seviyelerini ve sperm üretiminde önemli olan gen dizilimini etkilediği ortaya çıkmıştır.

Vardiyalı çalışma sistemi aynı zamanda uyku bozukluklarına, uykusuzluğa ve yetersiz uyku süresine neden olan problemleri de ortaya çıkarmaktadır. Bu bulgular aynı zamanda yetersiz uykuyla ilişkili idrar yolu problemleri ve ereksiyon bozukluğu ile bağlantılıdır.

Bu problemler kendini sık idrara çıkma, idrar kaçırma, gece idrara kalkma ve kesik kesik işeme şeklinde belli eder.

KADINLAR DA AYNI DURUMDA

Daha önce yapılan araştırmalarda ise gündüz çalışan gruba göre, vardiyalı ve özellikle gece çalışan kadınlarda yumurtalık rezervi daha düşük çıkmıştı. Tüp bebek tedavisine giren ve fiziksel olarak ağır işte çalışan kadınların, hafif işlerde çalışan gruba göre yüzde 8,8 düşük yumurta rezervine sahip olduğu saptanmıştı."

 
Blogger Templates