Subscribe:

Ads 468x60px

32-DEĞERLİ GENÇ KIZLARA ALTIN KIYMETİNDE HAYAT TECRÜBELERİ


DEĞERLİ GENÇ KIZLARA ALTIN KIYMETİNDE HAYAT TECRÜBELERİ

DEĞERLİ GENÇ KIZLAR HAYATINIZI KENDİ ELİNİZLE KARARTMAYIN
(genç kızlara terapi yazıları)
Bir kız 14-15 yaşına gelince çevresinde seveceği-sevileceği bir kişi aramaya başlar. Kendisine değer veren-seven birilerinin olmasını ister. Evleneceği-yuva kuracağı kişiyi bu yaşlarda aramaya başlar. Öyle bir devirdeyizki erkek arkadaşı olmamak eksiklik-kusur gibi kabul ediliyor. İlerde büyük yanlışlar yapmamak için şunlara lütfen dikkat edin. Bunlar yıllarını bu işe vermiş, binlerce problemli kişi ile görüşmüş birçok psikoloğun ortak fikridir.
1-İlk beraberliğinizi evlendiğinizde yaşayın. Bir kadın ilk kimin ile beraber oldu ise hayat boyu onu sever ve bağlanır. İkinci-üçüncü evliliklerini yapmış olsa bile ilk eşini unutamaz. Boşanmaların ve evlilik içi problemlerin sebeplerinden en önemlisi evlilik öncesi yaşanan ilişkilerdir.
2-Nişanlınız bile olsa asla evlenmeden beraber olmayın. Bu sizi nişanlınızın gözünde saygın biri yapar. Erkekler kolay elde ettikleri kadınlara kıymet vermezler ve onu basit kadın görürler. Eğer namuslu biri olsa evlenmeden benimle beraber olmazdı diye otomatik olarak düşünür, sizinle alakalı ciddi şüpheler içine girebilir, bunuda elinde olmadan yapar. Nişanlınızla bile cinsel olarak yakınlaşmayın, nişan dediğiniz bir yüzüktür, adam sizle bir gece beraber olur ve yüzüğü kaldırır atar, bunun o kadar çok örneğini gördümki…. Hatta size eğer benimle beraber olmazsan nişanı bozarım diyebilir, o bozmadan sen ona yüzüğü ver, böyle bir şerefsizden ne koca ne erkek olur. Bir erkeğin evlenmeden sizden aldıklarının yerini hiçbir şey dolduramaz bunu unutmayın.
3-Bekaret zarı Yaratanın kız çocuklarına koruma amaçlı verdiği bir ikramdır. Erkek çocukları tuvaletini yapar ve idrar geri içeri girmez, kız çocuklarının idrarının çıktıktan sonra rahme geri girme tehlikesi vardır ve Yaratan onları korumak için rahmin etrafını soğan zarı gibi ince bir zarla örtmüştür. Bu zar çok incedir, dışardan en ufak bir darbede ve müdahalede yırtılır. Bekaret zarının maksadı namuslu olup olunmadığı ile alakalı değildir, fakat ilk gece yırtılması ilk defa beraber olunduğunu gösterir. Namus zarda değildir ama namuslu bir kızda eşinden başkası ile beraber olmaz, kendini eşine saklar.
4-Evliliklerinde mutluluğu bulamamış bazı zengin erkekler genç kızlara eşinden boşanma dahil, yeni bir ev alma dahil her türlü dünyalık vaad edebilirler. Sırf para için, zenginlik için, daha iyi bir hayat yaşacağınızı düşünerek böyle bir şeyi kabul etmeyin. Bu başlangıçta hayata yanlış başlamaktır ki zararları çok ağır olur. Böyle yapıpta mutlu olan hiç görmedim. Yuva yıkanın yuvası olmaz demişler eskiler.
5-Bir erkek için bir kadının gülümsemesi-tebessümü dünyadaki en güzel ve en kıymetli hazinedir, bu hazineyi koruyun ve olur olmaz yerde saçmayın. "Yüzünde tebessüm olan bütün kızlar güzeldir" bunu unutmayın. Her güzelin alıcısı ayrıdır, herkesin değil bir kişinin eşi olun ve hayat arkadaşınızı bekleyin.
6-Boşanıp yeni evlenen kişilerde mutluluk oranı çok düşüktür, hata yapmadan doğru kişiyi bulmaya çalışın. Doğru kişide şunlara dikkat edin; evleneceğiniz kişi mutlaka bir iş sahibi olsun, zengin olmayabilir ama iş sahibi olursa evini geçindirir. Size değer verdiğini hissettirir, size kıyamaz, gözleriyle sizi sever, sizden menfaat elde etmeye çalışmaz bilakis size birşeyler vermeye çalışır (not: kaz gelecek yerden tavuk esirgememek tarzındaki iyilikler hariç). Sizi ne olursa olsun bekler, evlenmeden beraber olmayıda teklif etmez.
7-Hiçbir anne ve baba kızım fahişe olsun, genelevde çalışsın demez, kimse bundan gururda duymaz fakat bazen yanlış tercihler sizi bu noktaya getirir. Bazen anne-babanızın yaptıkları size ters gelebilir, onları eski kafalı olmak ile itham edebilirsiniz. Şunu asla unutmayın sevdiğiniz erkek veya beraber olmak için ailenizi feda ettiğiniz kişi sizi asla anne ve babanız kadar düşünmez, o yüzden ailenizi gençlik aşkınız uğruna feda etmeyiniz. Geri geldiğiniz zaman o anne-babayı bulamayabilirsiniz. Onlar çocukları için en doğruyu yapmaya çalışırlar. Anne-babanın sezgilerine güvenin, onlar kötü niyetli insanı tanırlar ve anlarlar.
8-Lezbiyenlik bir hastalıktır. Bir kadın hemcinsi ile beraber olarak cinsel mutluluğu yakalayamaz, bu işten zevk alır mı kısmen alır ama bu kilitoris orgazmı olur, vajinal orgazm bunun bin katı daha güzel ve zevklidir. Lezbiyenlik erkek korkusu olan kadınlarda çok olur, bazı kadınlar çocukların yanında cinsel konuları pervasızca konuşurlar, yaşadıklarını anlatırlar, ilk gece maceralarını anlatırlar, kaza ile orada bir kız çocuğu bunları duymuş ise evlenmekten korkar, erkeklerden korkar, cinsel birleşmenin acı ve zor bir şey olduğunu zanneder, vajinismus böyle oluşur. Bu anlatılanların gerçekle alakası yoktur, kadınlarla beraber olma erkeklerle beraber olmaktan daha zor ve meşakkatlidir.
9-Erkekler kadınlar gibi değildir, erkekler bir kadına bakarak tahrik olurlar, cinsel birleşmeyi onun için genelde erkekler başlatırlar. Kadınlar çıplak bir erkek bile görse tahrik olmaz. Ama kadınlar açık gezerek erkekleri tahrik edebilirler, bilimsel olarak ispat edilmiş bir çalışma var, çıplak kadın görmek erkeğin beynine uyuşturucu tesiri yapıyor ve kendinden geçirtebiliyor. Çalıştığınız yerde, bulunduğunuz yerde kendinizi güvende hissetmeniz için giyiminize dikkat edin, erkekleri fazla tahrik etmeyin, tahrik edecek kıyafetler giymeyin neticesi acı olabilir.
10-Evlilik öncesi beraberlikler yaşamış kızlar evlilik sürecinde çok sıkıntılar yaşar. Boşanmaların temelinde önceki yaşanmışlıkların çok rolü vardır. Birçok erkek ile beraber olan bir kadın elinde olmadan kıyaslamalara girer. Önceki sevgilim şöyle idi, bana şöyle davranırdı, kıymetimi iyi bilirdi, sağlam bir erkekti gibi kıyaslamalara otomatikman girer, canı sıkılır, mutsuz olur, tüh onu kaçırmasaydım vb. gibi duygular yaşar, pişmanlıklar yaşar, yaşar, yaşar. Bir kız ilkleri kiminle yaşarsa onunla mutlu olur, ilk öpüşme, ilk elelele tutma, ilk dokunma …… gibi.
11-Evde kalmak diye bir şey yoktur aslında, fırsatları değerlendirememek vardır, birçok evde kalmış kızla görüştüm hepside daha iyi bir fırsat gelecek diye ellerindekini teptiklerini söylediler. Bütün genç kızlarda evde kalmak korkusu vardır, en güzelinde bile. Siz sakın ilerde daha iyi bir fırsat gelir diye elinize gelen düzgün fırsatları tepmeyin.
12-Kızlar duygusal varlıklardır, sevilmek isterler, sahip çıkılmak isterler. Kim onlara gençlik yıllarından alaka gösterirse hemen ona kapılırlar, o kişinin kendini çok sevdiğini düşünürler, gerçekten öyle mi düşünmezler. O yüzden birçok kız bu yaşlarda yanlış tercihlerinin kurbanı olmuşlardır. Sizinle evlenmek niyeti ile yakınlaşan bir kişi gerçekten size değer veriyordur. Evlenmek niyeti olan bir kişide sizle konuştuktan sonra ailenizle tanışmaya çalışır, eğer böyle yapmıyorsa niyeti başkadır. O zaman bir pisliği çöpe atar gibi onun hayatınızdan atın. Sizi gerçekten seven biri gerdek gecesine kadar bekler. Sizin yanınızda olmak ona herşeyden daha güzel gelir, cinsellik ikinci plandadır.
13- Sevmek-sevilmek, değeri bilinmek, ait olmak, yuva kurmak çok güzel hisler, yuva kurmak, çocuk sahibi olmak, anne olmak eşsiz duygulardır. Çocuklar evlerin neşe kaynağıdır, bir çocuğun ilk gülümsemesi dünyaya bedel, inşallah bu tatları yaşarsınız ve birileri size bunu yaşatır.

KAVATLIK-DEYYUSLUK-SWİNGERS-EŞ DEĞİŞTİRME CİNSELLİK MİDİR?



KAVATLIK-DEYYUSLUK-SWİNGERS-EŞ DEĞİŞTİRME CİNSELLİK MİDİR?

Erkek eşini başka erkeklerden kıskanır bu normal bir davranıştır. Erkeğin eşini kıskanmaması, başka erkeklerin dikkatini çekecek şekilde giyinmesine müsade etmesi ve bu durumu kabullenmesi anormal bir durumdur. Erkek sevdiğine-eşine sahip çıkar, ona yan gözle bakana haddini bildirir, gerekirse namusu için canını bile verir. Bu her erkekte olan normal bir psikolojik tavırdır. Bir erkek eşine sahip çıkmıyorsa onu sevmiyor demektir. Seven erkekte kıskançlık davranışı kendiliğinden oluşur. Kıskançlığın aşırısı zararlıdır, eşini sokağa çıkarmaz, komşuya göndermez, pencereden baktırmaz. Aşırı kıskanç olan erkekler ekseriyetle cinsel gücü zayıf olan erkeklerdir, eşlerinin kendisini başkaları ile mukayese edeceğini ve yetersizliğinin ortaya çıkacağını düşündüğü için böyle davranırlar.
Yetiştirilme bozukluğundan, çarpık aile ilişkileri yüzünden veya psikolojik bir takım eksikliklerden dolayı bazı kişiler tam erkek davranışı gösteremez, erkekliğini ortaya koyamazlar. Bunlara cemiyetimizde kılıbık denir. Kılıbık erkeklerin bazılarında eşini cinsel olarak tatmin edemediği için kendisini eksik-yetersiz görme düşüncesi oluşur, belki eşide onu sende erkekmisin diye aşağılamış, hakaret etmişte olabilir, bunların tesiri ile başka bir erkeğin eşi ile beraber olmasını hayal ederek ondan intikam alma düşüncesi ortaya çıkabiliyor.
Bazen insanın hiç aklında kavatlık düşüncesi yokken internetten görüp fantazi olsun diye denemek ister, bazen arkadaşlar arasında konuşurken senin karın şöyle benimki böyle derken düşüncelerde kavatlık oluşur, uygun ortamlarda tekrar konuşularak düşünceler paylaşılır ve harekete geçilebilir.
Kavatlık, lezbiyenlik ve homoseksüellikten daha ağır bir psikolojik travmadır. Eşini kıskanması gerekirken bu duygu kaybedilmiş, namus duygusu ve sadakat gibi asil duygular ortadan kalkmıştır.
İnsan yapısı gereği zevkçidir, her türlü zevki tatmak yaşamak ister. İnsanın aklına zaman zaman farklı cinsel tecrübeler ve istekler gelmesi normaldir ve gelebilirde. İnsanın aklına bu tür düşüncelerin gelmesi onu sapık veya saplantılı bir kişi yapmaz, bu düşüncelerine inanıp bunları normal görmesi ve icraata dökmesi yanlıştır. Akıl bize burada lazımdır, her aklına geleni yapana deli derler. Akıl doğru ile yanlışı ayırmak için vardır.
Kavatlık dilimize İran'dan girmiştir. "Kavatlar 528 yılından itibaren İran'da hükümdarlık yapmış bir soyun adıdır. 1. Kavat, 2. kavat diye hükümdarları vardır. Onların zamanında zerdüşt rahipleri krallardan daha katı, zalim ve güçlü bir duruma gelmişler, zerdüştlerin zulmünden bıkan halk Mazdek adlı bir adamın etrafında birleşerek bunlara karşı çıkar. Mazdek İran hükümdarı Kavat ailesininde desteğini alarak dini ve toplumsal alanda birçok yenilikler yapar. Zerdüştlere karşı Mazdekçilik adı verilen yeni bir din ortaya çıkar. Fakat Mazdekçilik dinine göre kadın toplumun ortak malıdır, evlilik diye bir müessese yoktur. Mazdekçilik bir süre sonra o kadar çok yayılırki bunlara karşı İranlılar Afganistan-Pakistan-Hindistan'ı elinde tutan Akhun Türk devletinden yardım isterler. Akhun hükümdarı İran'a gelince Mazdeklerin dinlerini öğrenir ve onların kadını toplumun malı yaptığını öğrenince bunlarda hayır yoktur diyerek Mazdek dinine mensup olanların ileri gelenlerini öldürtür ve bu dini sona erdirir. O sırada İran tahtında bulunan hükmüdarın adı Kavat olduğu için o günden sonra Türkler arasında karısını satana-erkeklere sunana-karısını kıskanmayana "KAVAT" denmiştir."
Kavatlık toplumdaki sevgi-saygı davranışını yok eder, kutsal değerleri ortadan kaldırır, insanda psikolojik çöküntüye yol açar, fertleri kişiliksizleştirir, ilkesiz ve kuralsız hale getirir. Düşman devletler başka devletleri çökertmek için onlarda homoseksüellik ve kavatlık davranışlarının yayılmasını isterler, toplumda bu insanların sayısının artması felakettir, toplumun çökmesidir. Kavatlara Osmanlı zamanında "deyyus"ta denmiştir, günümüzde "swingers"te diyorlar, sanki swingers denilince bilimsel bir şey oluyor? İbnelere gay-homoseksüel denilince kurtuluyorlar mı?
Kavatlığın sonu grup sekse kadar gider, oradan homoseksüelliğe yürür, oradan akla hayale gelmeyecek sapkınlıklara ulaştırır, taki içinizden gelen sese kulaklarınızı tıkayıncaya kadar. İnsanın zevkçi tarafı her zaman vardır, bu zevkçi tarafınız inanç zayıflığı ile beslenir sizi herşeyi yapabilecek kuralsız bir insan haline getirebilir.
Cinsellik yemek yemek, su içmek gibi vücudun bazı zamanlarında ihtiyaç duyduğu bir fiildir, vücut hormonlarınız bunu size hissettirir. Bu ihtiyacınızı evlenerek meşru bir şekilde giderebilirsiniz, normal yollardan giderilemeyen cinsel ihtiyaçlar insanda sapkın düşünceler meydana getirebilir. Homoseksüellik, kavatlık veya diğer sapkınlıklardan elde edilen zevk psikolojiktir, cinsel değildir.

Allah göstermesin böyle bir iş başınıza geldi, diyelimki eşiniz size böyle bir şeyi teklif etti, şiddetle reddedin, buna rağmen eşiniz zaman zaman bu isteğini size bildirmeye devam ediyorsa her ne pahasına olursa olsun boşanın. Eşinizle birlikte cahillik zamanlarınızda böyle bir şey yaptınız sonra pişman oldunuz diyelim, bulunduğunuz çevreyi değiştirin, hayata bakış şeklinizi değiştirin, kendinizi geliştirmek için hobiler bulun, boş zamanlarınızı değerlendirecek işler yapın, kitap okuyun bol bol, en mühimide manevi boşluğunuzu giderecek işler yapın. Bu tür günahları işlemek sadece psikolojik ile açıklanamaz, manevi boşluk, maneviyata karşı alakasız olmak, dünyaya ne için geldiğinizi ve nere gideceğinizi unutmakta sizi bu tür günahların kucağına iter. Manevi kalkan zırh gibi insanı korur, namus duygusu maneviyattan beslenir, manevi duyguları zayıf olanlarda azalır.


“HADDİ AŞAN UÇ GÜNAH İSTEKLERİNE KARŞI TEPKİMİZ NASIL OLMALI




DERYADAN DAMLALAR
HADDİ AŞAN UÇ GÜNAH İSTEKLERİNE KARŞI TEPKİMİZ NASIL OLMALI
Haddi aşan “uç günah” isteklerine karşı tepkimiz nasıl olmalı. Bir insanın içinde her türlü günah arzularının olması normaldir. Bunun kaynağı nefsi emmaredir. Nefsi emmare yaratılışı itibariyle hazcı ve zevkçidir. Hiç bir ahlaki kuralı tanımaz. Şeytandan farkı yoktur. Seviyesizliğinin sınırı yoktur. Allah’ı inkârdan tut, homoluk lutilik (homoseksüellik) ve ensest ilişkiye kadar her türlü uç veya doğal sayılabilecek günahı ve vahşi hayvanlara taş çıkartacak vahşeti, şeytana taş çıkartacak fitnesi, şerri vardır. Bunu böyle bilmek çok önemlidir. Kur’an ve hadisler bu gerçeği ifade ederler. İşte bu bilgiden hareketle insanların içlerinde her türlü günah arzusunu hissetmeleri normal karşılanmalıdır. Yani varlık olarak yaratılıştan bu duygular bizde olunca bunların hükmü diğer organlarımız hükmündedir. Göz, kulak, ağız v.b. gibi. İnsanlar bu duyguların varlıklarından değil ama bunları kontrol etmekten sorumludur. Bunları Allah’ın istekleri doğrultusunda denetlemeli ve kendi haline bırakmamalıdır. İmtihan bundandır. İnsan bazen denetimi kaçırır ve günaha düşer. Günaha düşünce yapılacak şey hemen tövbedir. Tövbe elbiseyi kirden temizleyen deterjanlı su gibi insan ruhunu günah kirlerinden arındırır ve temizler. Allah insanlardan hiç günaha düşmemelerini beklemez. Yani Allah’ın kuldan asla böyle bir beklentisi yoktur. Beşerden hiç günaha düşmeme hiç hata yapmama gibi bir şey beklenmez. Zira bu pratikte mümkünde değildir. O sebeple günah nedir, tövbe nedir iyi bilinmesi gerekir. Dedik ya nefs her türlü günahı içinde potansiyel olarak taşır. Bizler bu potansiyel kötülüklerin bir kısmını yapar bir kısmını ise yapmasak bile içimizde hissederiz.
Nefsimizde hissettiğimiz günahların üç derecesi vardır. Kötününde kötüsü denebilecek şekilde ki “uç günahlar” ki Kur’an'da” haddi aşmak” olarakda tabir edilen günahlardır. Bunlar: Allah’a şirk koşmak, inançsızlık, cinselliğin abartılması, nefsin şımarması olarak tabir edilen ensest ilişkiler, lutilik olarak ifade edilen homoseksüellik, gibi uç duygular vb. dir. Bunun dışındakiler ise zina, içki, kumar gibi haddi aşmanın en azından altında kalan büyük günahlar ve diğerleride küçük günahlardır. İşte nefste bu tür günahların varlığı doğaldır. Toplumda bu günahların hepsini de en azından içinde vesvese gibi taşımayan insan yok gibidir. Bu durumda bir insana özellikle uç günah vesvesesi geldiğinde yapılacak şey önemlidir. Yapılacak şey paniklenmeden bu duygunun kendine asla yakışmayacağı düşüncesiyle hemen o duygu reddedilecektir. Bir an öyle uç günah duygularının çağırışım (tedai) kanunu gereği gelebilmesi normal. Yani; Limona duyarlı birsinin limon görünce hemen ağzının sulanması gibi. Aç bir adamın haram bir yemekte olsa görünce biran iştahlanması gibi. Buna Tedai Kanunları denir. Bilimsel fizyolojik bir gerçekliktir. Ama daha sonra bu duygunun peşine takılırda insan giderse o zaman sorumluluk başlar. Yani bu duyguları eyleme dönüştürürse. Yoksa bir anda gelip gitmesi, insanı günahkarda yapmaz, adi şerefsiz biriside. Bu incelik çok önemli. Böyle bir durumda kendini suçlamayacak ve bundan dolayı kendine karşı dürüst olmadığı düşüncelerine de girmeyecek. Bana nasıl böyle bir şey gelir demekki ben aşağılık kalitesi düşük bir insanım gibi duygulara asla girmeyecek. Eğer bu konumdaki kişi cahilliğinden yani bu anlattığımız bilgileri bilmediğinden veya tam olarak kavrayamadığından kendini kötü aşağılık birisi olarak hissederse, şeytana yakayı kaptırdı demektir. Halbuki bu duygulara çağırışım kanunun gereği bir anlık yuvarlanmalar ne insanın kalitesiz olduğunu gösterir, ne de günahkar…evet burası çok önemlidir. Nefsin bu tür adilikleri içimizde kaldığı müddetçe asla bir günah ve sorumluluk yoktur. İçimizden fiiliyatımıza taştığında sorumluluk başlar. Bu duruma gelindiğinde yapılacak şeyde hemen şiddetle ve öfkeyle mücadele ve öncesi de hemen tövbe olacak. Nefse yenilmek, şeytana teslim olmak yok her şartta mücadeleye devam. insanın en büyük aldanması günahları değil, günahlarla mücadele etmekten vaz geçmesidir.

CİNSEL PROBLEMLERİN ÇÖZÜMÜ İÇİN BU YAZIMIZI MUTLAKA OKUYUN VE BİZLERE ULAŞIN

CİNSEL PROBLEMLERİN ÇÖZÜMÜ İÇİN MUTLAKA OKUYUN Değerli okuyucularımız, psikolojik ve cinsel problemlerin çözümü ha deyince bir ilaç içince çözülemiyor maalesef, çözülemeyecek kadarda karışıktır. Öncelikle bunların sebepleri bulunup ortaya çıkarılmalı, bilinçaltından kaynaklanan problemler varsa onlar giderilmeli ve sonrasında doğru bir bilgilendirme ile çözümlenmelidir. "BÜTÜN PSİKOLOJİK PROBLEMLERİN TEMELİNDE YANLIŞ BİR BİLGİ VE İNANÇ VARDIR" Psikolojik problemlerin en başında cinsel problemler gelir. CİNSEL HASTALIKLAR NEDİR? NASIL OLUŞUR? NASIL KURTULUNUR? İnsanlara doğru bir cinsel eğitim verilmemesi neticesinde herkes cinsel konuları kendi kendine öğrenmeye çalışıyor, piyasadan öğrendiği bilgilerinde %99'u yalan, saçmalık hatta bilimadamı kılıklı, profösör kılıklı sahtekarlar var, söylediklerini ispat dahi edemiyorlar, ben profösörüm diyerek söylediklerini ispat etmeye kalkıyor. Psikoglarımız bu konularda çok yetersiz, eğitim adına birşey almamış, kendini geliştirme ihtiyacı duymuyor, neticede kimseye faydası olmuyor. "Bütün cinsel hastalıkların-travmaların-sapmaların tedavisi vardır" kendinizi mahkum etmeyin, içinize kapanmayın, aklınıza gelen sapkın düşüncelere esir olmayın, her türlü cinsel problemlerinizde sayfamıza mesaj atabilir, yardım isteyebilirsiniz. -Vajinismus rahatsızlığınız mı var veya vajinismus olduğunuzu mu düşünüyorsunuz? -Porno seyrediyorsanız veya porno hikaye okuyorsanız kafanızdaki cinsel bilgilerin hepsi yanlış.... -Lezbiyenmisiniz veya kendinizi lezbiyen mi zannediyorsunuz? -Homoseksüelmisiniz veya kendinizin homoseksüel olduğunu mu zannediyorsunuz? -Ensestmisiniz veya ensest eğiliminiz mi var? Annenizle-babanızla-kardeşlerinizle kendinizi rüyada beraber olurken mi gördünüz veya görmemeniz gereken mahrem yerlerini görüp kafanızda sapık olduğunuza dair bir şüphe mi belirdi? -Erkeklerden veya bayanlardan hoşlanmıyor musunuz? -Erken boşalma probleminiz mi var? - İlk gece korkunuz mu var? İlk gece eşinizle beraber mi olamadınız? İlk gece eşinizden kan gelmedi diye eşinize iftira atmayın. -Anal ilişki doğru mu? Kişiler bundan zevk alır mı? -Oral seks doğru mudur? Kişi bundan zevk alır mı? -Travestimisiniz veya bu tarz bir eğiliminiz mi var? -Evlenmeden ilişki yaşamak doğru mu? -Boşanmaların sebebi nedir? Niye severek evlenen eşler bir süre sonra düşman olarak ayrılıyorlar? -İnsan masturbasyon yaparak cinsel doyum elde edebilir mi? -İdeal penis uzunluğu nedir? -Normal cinsellik nedir-anormal cinsellik nedir? CİNSEL HASTALIKLAR KADERİNİZ DEĞİLDİR Cinsel hastalıklar yetişme bozukluğundan, yanlış bilgilenmekten ve çevresel faktörlerden kaynaklanmaktadır. Şartlar değiştirildiği zaman bu hastalıkların birçoğu kendiliğinden geçer, bazısında ise psikolog tarafından destek verilmesi gerekir. Acıkan bir insanın tabiatı icabı yemesi, karnını doyurması gerekir, susayan bir insanın su içip susuzluğunu gidermesi gerekir. Bunun gibi cinsellikte vücudun bir ihtiyacıdır, zamanı gelince vücut açlığı hissettirdiği gibi cinsel ihtiyacıda hissettirir ve bu arzusunu gidermek ister. İhtiyaçlarını normal bir şekilde gidermeye çalışmazsan bu sefer yanlış arayışlar içine girersin. Mesela karnı acıkan insan yiyecek bir şey bulamaz ise karnını doyurmak için hırsızlık yapmak zorunda kalabilir, evlenmeden beraber olmakta cinsel hırsızlık gibidir, sadece anlık ihtiyaç gidermeye yöneliktir. Geç evlenmek cinsel sapkınlıkları ve problemleri artırmıştır. Evlilikleri ne kadar genç yaşta yaparsanız cinsel hayatınız ileri yaşlara kadar sağlıklı bir şekilde devam eder, psikolojik problemlerden korunmuş olursunuz. İnsan tabiatı gereği zevkçidir, zevk aldığı şeyleri yapar, zevk almadığı şeyleri yapmak istemez. İnsan zekası sınırsız ve kuralsız bir şekilde çalışır ve insanın aklına herşey - her düşünce gelebilir. Bu düşüncelerin gelmesi onları onayladığımız veya öyle düşündüğümüzden değil aklın çalışma prensiplerinden kaynaklanır. Mesela topuk sesi duyduğunuz zaman bir bayanın geldiğini düşünürsünüz, daha sonra bu bayan mini etekli mi-uzun boylu mu vb. düşünceler kendiliğinden aklınıza gelir, buna çağrışım kanunu derler. İnsanın her aklına geleni yapmaya kalkması, her canı istediğini gerçekleştirmeye çalışması akıldışı bir olaydır. Eğer o gelen düşünceleri akıl süzgecine vursa yapmayacaktır ve bunun yanlış olduğunu anlayacaktır. Aklına her geleni yapmak eskilerin tabiri ile nefse uymaktır. Nefis insanın içinden gelen sesi aklını devreye sokmadan dinlemesidir. İnsanın aklına her türlü düşünce hayatı boyu gelecektir. Akla gelen olumsuz düşüncelere obsesyon denir, eski tabir ile vesvese. Mesela içinizden bir ses derki; sen homoseksüelsin, geçmişte şöyle şöyle yaptın, arkana elledin hoşuna gitti veya başka erkeklerin penislerine baktın-hoşlandın vb. homoseksüel olmasan böyle hissetmezsin, düşünmezsin gibi sözlerle seni homoseksüelliğe iter. Eğer bu düşünceye inanıp kendini öyle zannedersen homoseksüel olursun. Mesela bir kız gençlik yıllarında bir kere bir erkekle öpüşmüş olsun içinden bir ses ona derki sen orosbusun, orosbu olmasan böyle yapmazdın, eğer bu kız kendinin orosbu olduğuna inanırsa hayatını öyle yaşamaya çalışacaktır. Ensestlik (kendi aile fertlerine cinsel ilgi duyanlar) normal insan psikolojisinde olmayan birşeydir, fakat adam rüya görür, rüyada annesi ile veya kız kardeşi ile beraber olduğunu görür, sonra ben sapıkmıyım niye böyle rüya görüyorum diye düşünür. Kafayı takar bu düşünceye, kafaya taktığı için bu rüyayı birkaç kez daha görür, sonra ben sapığım kesin, sapık olmasam bu kadar rüya görmezdim der, sonra rahatlamak için kendi gibi olan birilerini arar, internette kendisi gibi olan birilerini görünce rahatlar, ben sapık değilmişim böylede insanlar varmış diye düşünür, o zaman savaşı kaybetmiş olur. Oysa rüyaların bir anlamı vardır, rüyada böyle gördünüz diye siz sapık değilsin, o rüyanın bir bilen tarafından izaha ihtiyacı vardır. Cinsel hastalıkların hepsi yanlış düşünce ve inançlardan kaynaklanır, bu düşünce ve inanç değişirse hastalık kendiliğinden geçer. Mesela lezbiyen olan kızların birçoğu ilkgece canlarının yanacağını ve çok acı çekeceğini düşünür, kan gelecek vb. düşüncelerle evlenmekten kaçınır, bunun böyle olmadığı bir psikolog tarafından izah edilirse kurtulur. Travesti olan kişiler homoseksüellerden farklıdır, ergenlik yıllarında tecavüze uğramış erkek çocuklarında kişilik yıkımı meydana geliyor, kendilerinin erkek değil artık kadın olduklarını düşünmeye başlıyorlar ve ondan sonra kadın gibi yaşamaya çalışıyorlar. Homoseksüellerin bir kısmı ailesi tarafından yanlış yetiştirilmiş çocuklar, bir kısmı kendi aletini küçük gördüğü için bu yola sapmış, bir kısmı ergenlik döneminden kaynaklanan problemler sebebi ile kendini homoseksüel zannettiği için bu yola girmiştir. Homoseksüeller kendilerini homoseksüel görmekten vazgeçtikleri an beyinleri ve düşünce şekli değişiyor, kurtulmaları kolay oluyor. Birçok cinsel hastalıkta sanma düşüncelerinden kaynaklanıyor, insan kendini öyle sandığı için öyle düşünmeye başlıyor. İnternette porno seyrediyorsunuz (en büyük hatalardan biride budur) grup fantazisi gördünüz veya eş değiştirme fantazileri gördünüz hemen aklınızda bu düşünce şekillenir, kendiliğinden empati kurup kendinizi onların yerine koyarsınız veya eşinizle beraber olurken kendinizi farklı bir kişi görerek beraber olursunuz, kavatlık ilkönce düşüncelerde başlar, sonra uygun ortam bulunursa icraata geçer. İnsan bazen nefsine (içinden gelen sese) uyar porno seyreder, bu seyrettiği pornolar insan aklını-düşüncelerini-fantazilerini etkiler, cinselliğe bakışı değişir, hayata bakışı değişir, normallik ölçüsü değişir, işte pornonun en büyük zararı budur. Porno cinsel hastalıkları yaygınlaştırmıştır, yanlış bilgileri insanlara doğru gibi kabul ettirmiştir. Cinsellikte temizlik hastalık kapmamak için son derece önemli iken oral seksi insanlara dayatmıştır, tuvalet organı ile ağzı bir araya getirmiş ve insanlara bunu normalleştirmiştir. Normal bir insanın aklına oral seks gelmezken bugün oral seks hakkında insanlara birçok uzman bilgi veriyor ve insanlar bunu soruyor-araştırıyorlar, kafalarına zorla sokulmuş. Anal seks porno filmler sayesinde yaygınlaştırılmaya çalışılmaktadır. Cinsel hastalıklar insanın üzerine etiket gibi yapışır, bu etiketi kaldırıp attıktan sonra kurtulmuş olursunuz. Homoseksüeller, lezbiyenler, travestiler ve diğer sapkınlık yapan kişiler bunlardan haz alabilirler, aldıkları bu haz cinsel bir haz değil psikolojik bir hazdır, elde ettikleri haz doyurucu olmaz, rahatlayamazlar, gergin olurlar. Oysa bir erkek eşi ile beraber olunca duyguları tatmin olur, ten tene temas edince elektrik geçişi olur, haz alır, sevişir-zevkin doruğuna çıkar ve rahatlar, sonrasında yüzü güler mutlu olur, sevgi ile eşine sarılır. Zina edenler ve diğer sapkın cinsellik yaşayanlar bu mutluluğu asla tadamazlar, eksik kalırlar. Cinselik organların değil ruhların sevişmesi ile tamamlanır "EVLİLİK TECRÜBELİ OLUNMASI GEREKEN BİR DURUM DEĞİLDİR. BİLAKİS TECRÜBESİZİ MAKBULDÜR" "İNSAN PSİKOLOJİSİNİN BİLİNMEYEN YÖNLERİNDEN BİRİSİDE CİNSELLİĞİ İLK KİMİNLE YAŞARSA KENDİNİ ONA AİT HİSSETMESİDİR"BİZLERE ULAŞABİLECEĞİNİZ LİNKLERİMİZ
https://www.facebook.com/guvenilircinselbilgilerimiz
https://plus.google.com/b/10560…/105604138706754783945/posts
https://plus.google.com/u/0/collection/EVsRZB
https://twitter.com/cinsel_psikolog
http://guvenilircinselbilgiler.blogspot.com.tr/
cinseluzman@gmail.com

 
Blogger Templates