Subscribe:

Ads 468x60px

3-MASTURBASYONUN ZARARLARI "KADINLAR İÇİN"

MASTURBASYONUN ZARARLARI "KADINLAR İÇİN"
1-Kadınların masturbasyon yapmasına asla ihtiyaç yoktur. Kadınların hayatında cinsellik ikinci-üçüncü planda gelir, onlar için bir erkek tarafından sevilmek, ait olmak, sevgilisinin olması vb. duygular cinsellikten daha önemlidir. Kadınlarda görsel olarak uyarılma ve tahrik olma hali oluşmadığı için cinsel istek oluşmaz, bu sebepden kadınların masturbasyon yapmasına ihtiyaçta olmaz, rahatlama ve tatmin olma ihtiyacıda hissetmezler.
2-Günümüzde cinselliğin fazla öne çıkarılması neticesinde, etrafımızda cinsel bir dünya oluşturuldu, bugün kızların bir kısmı porno film seyrediyorlar, cinsel yazı ve hikayeler okuyorlar, interNet ortamından herşeyi çok rahatça elde edebiliyorlar, internet ortamında kızlar öyle cinsel konular konuşuyorlarki şaşırırsınız... Kızların böyle bir cinsel kuşatılmışlık ortamında kendilerini azdırmaları neticesi cinsel hormonlar harekete geçiyor ve canları cinsel birleşme isteyebiliyor, bekar olan kızlar bu ihtiyaçlarını masturbasyon yaparak gidermeye çalışıyorlar. Aslında porno yayınlar seyretmese, itiraf-hikaye-cinsel yayınlar okumasa cinsel hormonlar harekete geçemeyecek ve üzerinde cinsellik baskısı oluşmayacak, böyle bir ihtiyaçta duymayacak.
3-Masturbasyon yapmak kızların bekaretini bozmaz ancak vajina içine doğru bir şekilde müdahalede bulunulursa kızlık zarı yırtılabilir, yırtıldığı zaman bir iki damla kan gelir, buradan kızlık zarının yırtıldığı anlaşılır. Kadınların bisiklet kullanmasıda masturbasyon tesiri yapabiliyor. Kızlarda masturbasyon yaptıktan sonra erkekler gibi sperm gelmesi olmaz.
4-Kadınlarda dul kaldıkları zaman cinsel arzu olmayabilir, birçokları zannediyorlarki kadınlar dul kaldıkları zaman azgın olurlar, bu erkeklerin kafalarındaki bir saplantıdır. Bir kadın için evin perdesini-mobilyasını değiştirmek, akşama güzel bir yemek yapmak cinsellikten çok daha önemlidir. Bazı bekar kızlar cinsel istek duymuyoruz diye ilaç veya bayan azdırıcı damla kullanıyorlar bu yanlıştır, bir kadın uyarılmadıktan sonra cinsel olarak harekete geçemez. Yani bir bayan erkekleri sokakta çıplak görse bile cinsel olarak birşey hissetmez, bu hissetmemesi onun bir eksikliği değildir, normal olan budur. Kadınlar görsel olarak tahrik olmazlar, erkekler ise görsel olarak tahrik olurlar. Mesela bir kadını çıplak görmek, vücut hatlarının belirgin olacak şekilde görülmesi erkeği uyarır, cinselliğini harekete geçirir ama kadınlar erkekleri çıplak görsede Bir şey hissetmezler, bu normal psikolojileridir.
5-Evli çiftler birbirlerine mastürbasyon yapabilirler fakat kendi başlarına, eşini bırakıp mastürbasyon yapmaları istenmeyen bir durumdur. Kadın kocasıyla cinselliği yaşamak yerine masturbasyona yönelirse bu evlilikteki cinsel heyecanı ve tatmini azaltır, eşlerin birbirinden kopmasına, uzaklaşmasına hatta boşanmaya kadar varan durumlar oluşabilir.
6-Kadınlarda masturbasyon; klitoral bir orgazmdır. Cinsel tatmini tam olarak sağlamaz, bu işten biraz zevk alınır fakat masturbasyon yaptıktan sonra tekrar masturbasyon yapma isteği oluşur. Her masturbasyondan sonra bu istek daha da kuvvetlenir, masturbasyon yaparak rahatlayamadığı gibi daha çok strese girer. Vajinal orgazm masturbasyon gibi değildir kadını duygusal ve cinsel yönden tatmin eder, neticesinde kadın mutlu olur, üzerindeki stres gider, tam bir rahatlama hali oluşur.Kadının erkeğe duyduğu ihtiyacı azaltır, lezbiyenliğe sevkeder. ABD’de % 33 oranında lezbiyenlik mevcuttur. Günde 3-4 kez mastürbasyon yaptığını söyleyen genç kızlarda evlenince bu alışkanlık devam edebiliyor. Aşırı mastürbasyon alışkanlığı, kadınlarda cinsel soğukluğa sebep olur. Cinsel soğukluk: Kadının cinsi münasebetten zevk duymaması, soğuk ve isteksiz olmasıdır.
 
7- Mastürbasyondan sonra pişmanlık ve ruh sıkıntısı hali oluşur. Masturbasyon yapan kişiler aşağılık ve suçluluk duygusuna kapılarak, moral bozukluğuna uğrarlar. İnsanda çöküntü ve yorgunluk oluşturur. Aşırı mastürbasyon alışkanlığı, sinir bozukluklarına, el ve kol titremesi, baş dönmesi, uykusuzluk, kalça ve bacaklarda dermansızlık, hafıza zayıflığı, dikkatsizlik ve unutkanlık yapar.
 Eşi ile beraber cinsel münasebette vücut dinlenir, ruh ferahlar. Karşılıklı olarak sevgi, heyecan ve hararetle, bir takım kimyevi elektrik alışverişi meydana gelir. Mastürbasyonda ise bunların hiçbiri olmaz.
Değerli kızlar, evlenmek için elinize geçen fırsatları iyi değerlendirin sonra bir bakmışsınız yaş 30'u geçmiş evde kalmışsınız. Evlenip yuva kurarak elde edeceğiniz huzuru hiçbir kariyer ve kazanacağınız para veremeyecektir. Sade ve huzurlu bir yuva psikolojik sağlığın en mühim kalkanıdır. Evleneceğiniz erkeğin bir işi olsunki evini geçindirebilsin, birde karakteri uyumlu ve doğru sözlü biri ise başka bir şey aramanıza gerek yok. Varsın evi-arabası olmasın evlilik hayatı berekettir, hayatta başarılı olmuş erkeklerin alayı evlendikten sonra yükselişe geçmişlerdir. Sizde eşinizin diğer yarısı olun, yuvanızı kurun, kurduğunuz yuvayıda başarı ile yürütün, en ufak bir rüzgarda bırakıp kaçmayın. Hayatta başarılı olmanın şartı devamlılıktır. 

Aranızda gerçekten aşk var mı

Birlikte olduğunuz kişiyle aranızdaki gerçekten 'aşk mı?' İşte bu sorunun cevabını bulabileceğiniz bir kaç ipucu...

Aşık...

Yaptıklarınızla ilgileniyorsa...
Eğer işinizin nasıl gittiğini merak ediyor, onunla daha az zaman geçirebilmenize neden olacak bir terfiyi bile kabul etmenizi istiyorsa, köpeğinizin nasıl olduğunu soruyor, ders programınızı ezberliyorsa... Size aşık...

Değil...

Planları hep belirsiz ise...
Arkadaşlarıyla beraber olmak için sizinle yaptığı planları değiştiriyor ya da iptal ediyorsa... Size aşık değil...

Aşık...

Hobileri paylaşıyorsa...
Çok ilgi duymasa da, sadece sizi mutlu etmek için üç Saat süren bir operaya geliyorsa, sizinle beraber olabilmek için yaptığınız aktivitelere katılıyorsa... Size aşık...

Değil...

Hasta olduğunuzda ilgilenmiyorsa...
Morali bozuk olduğu için cumartesi öğleden sonra köpeğini veterinere siz götürüyor ve Saatlerharcıyorsanız, ama o sizin için aynı şeyi yapmıyorsa... Size aşık değil...

Aşık...

Sizi sık sık arıyorsa...
Bazen sadece ne yaptığınızı merak ettiği için, bazen işiniz, arkadaşlarınız, yaşamlarınız ya da dünyada olan bitenlerden konuşmak için, bazense sadece sizi özlediğini söylemek için arıyorsa... Size aşık...

Değil...

Gelecekten hiç konuşmuyorsa...
Bir sonraki buluşmanızdan sonrası hakkında hiç konuşmuyor, beraber bir gelecekten bahsettiğinizde konuyu değiştiriyorsa... Size aşık değil...

Aşık...

Ailesine ve arkadaşlarına hep sizden bahsediyorsa...
Ailesine ve arkadaşlarına sizi, okulunuzu, işinizi, başarılarınızı, yeteneklerinizi ve arkadaşlığınızı anlatıyorsa... Size aşık...

Değil...

İlişkinizi bir sır olarak saklıyorsa...
Sizi iş arkadaşlarıyla gittiği toplantılara çağırmıyor, arkadaşlarını hiç tanımıyor, ailesinin sizin farkınızda olduğundan emin değilseniz... Size aşık değil..

Aşk oyunları

Tatlı ve minik oyunlarla sevgilinizi baştan çıkarın.

Onunla "Bir" olmak: Partnerinize sarılıp, onun nefes alıp verişine dikkat edin. Bir süre sonra kendi nefesinizi onunkine uydurun ve aynı anda nefes alıp vermeye başlayın. Birkaç dakika sonra "nefeslerinizin birleştiğini" hissedeceksiniz.

Ruhuna bakın: Birbirinize yaklaşık 60 santimetre mesafede durarak,gözlerinizin içine bakın. Partnerinizin gözlerinden ruhunu görmeye çalışın. Bunu 2 dakika yaptıktan sonra, izlenimlerinizi birbirinizle paylaşın.

Maymun hareketleri: Partnerinizle yan yana oturarak, birbirinizin vücut hareketlerini taklit edin. Bu eğlenceli ama zor oyunda hem el, kol ve bacaklarınızı bireysel olarak hareket ettirmiş, hem de partnerinizle aynı hareketleri yapmış olacaksınız.

Aşka "düşün": Ayaktayken, kendinizi arkanızda duran partnerinizin kollarına bırakın. Sonra yer değiştirin. Bunu birkaç kez tekrarladıktan sonra hislerinizi birbirinizle paylaşın.

Sır değiş tokuşu: Bir kâğıda çok derin bir sırrınızı yazın ve partnerinizden aynısını yapmasını isteyin. Sonra bu kâğıtları değiş tokuş yaparak, öğrendiğiniz sır hakkında hislerinizi paylaşın.

Düşünce okuma oyunu: Partnerinizle paylaşmak istediğiniz bir düşünceyi bir kağıda yazın. Daha sonra, bu düşünceyi konuşmadan hareketlerinizle partnerinize iletmeye çalışın. Eğer anlayamazsa, düşüncenizi paylaşın. Sonra rolleri değiştirin.

"Yaklaş": Sevdiğinizle yaklaşık 120 santimetre mesafede durarak tümdikkatinizi birbirinize verin. Her 10 saniyede bir, birbirinize yaklaşana kadar, adım atın. Birbirinize en yakın mesafede durun, ancak dokunmayın. (Bu çalışma genelde öpüşmeyle sonuçlanır.)

Avuç formülü: Avucunuzu partnerinizin avucuna dokunmadan enyakın mesafede tutun. Sıcaklık dışında, hormonlarınızı harekete geçirecek duygular da hissedebilirsiniz.

Bakışlarla etkileme sanatı

Doğru zamanda doğru bakışları kullanarak karşınızdaki kişileri kolayca etkiniz altına almanız mümkün.

İnsanlarla iletişim kurarken vücut dilinin ne kadar önemli olduğunu hepimiz biliyoruz. Ama farkında olmadığınız şey, gözlerinizin tüm diğer faktörlerden çok daha fazla mesaj verdiği. Doktor David Givens "Göz teması, birisiyle iletişim kurmanın en önemli yollarından biridir" diyor ve ekliyor :"İletişim kurmak için gözlerimizi kullanmamız, evrimsel bir içgüdüdür." Göz teması, hayvanlar aleminde gruptaki baskın erkeği bulmak ve kur yapılacak karşı cinsi seçmek için kullanılır. Hayvanların yüz kasları insanlarınki kadar gelişmediğinden, hislerini yansıtmak için gözlerine güvenirler. Biz insanlarsa, henüz bu dürtüyü edinemedik. Yani siz aslında farkında olmasanız da, doğru bakış üstünde çalıştığınızda çevrenizdekilere çok farklı mesajlar yollayabilirsiniz.

ONDAN HOŞLANDIĞINIZI GÖSTERİN
Bakış: Direkt olarak gözlerinin içine bakın.

Başınız yana doğru hafifçe eğikken birkaç saniye boyunca gülümseyin ve sonra başka yöne çevirin.

Neden işe yarıyor? Bu, aslında doğamızdan gelen bir flörtleşme şekli. Antropolog Helen Fischer "Çiftleşme bakışı dediğimiz bu özel bakışma genellikle maymunlarda görülür" diyor ve şöyle devam ediyor: "Dişi bir maymun bu bakışı tekrarlar ve bu sayede erkek maymunu kendine yaklaşmak konusunda teşvik eder. Erkekler, bu harekete tepki verir çünkü binlerce yıl önce yaşamı devam ettirebilmek için cinsel çekim sinyalleri göndermek gerekliydi" diyor. Ona bir kez bakıp sonra bakışlarınızı kaçırmanız, karşınızdaki erkekte sizi takip etme isteği uyandırır. Bu, sizin zor elde edilen bir kadın olduğunuzun altını çizer.

SİNİR BOZUCU BİRİNİ SUSTURUN
Bakış: Alnına bakın ve sonra başınızı uzaklara çevirerek sizinle göz teması kurmasını engelleyin.

Neden işe yarıyor? Fisher "Alnında bir noktaya odaklanmanız mesafeli olduğunuzu gösterdiği gibi, ondan üstün olduğunuzu hissettirir. Çünkü direkt olarak gözlerinin içine bakmak yerine, gözlerinin üst kısınma bakmaktasınızdır. Kafayı çevirmek ise, şempanze ve goriller arasındaki bir gözdağı verme şeklidir. Givens, bunun biyolojide limitleme anlamına geldiğini belirtiyor ve şöyle devam ediyor: "Şempanzeler bunu, egemenliklerini ilan etmek ve gruptaki diğer canlılar üzerinde üstünlük kurmak için kullanır." Siz de uzaklara bakarak karşınızdakine "Seni umursamıyorum" mesajını verirsiniz.

PATRONUNUZUN GÖZÜNE GİRİN
Bakış: Patronunuz kadınsa, gözlerinizi hiç kaçırmadan ona bakın. Ama eğer bir erkekse, 30 saniye boyunca gözlerine baktıktan sonra ara verip birkaç saniye yere bakın.

Neden işe yarıyor? Kadın ve erkek patronlar için bakışlarınızı kategorilere ayırarak, kadınlar ve erkekler arasındaki evrimsel farklar hakkında fikir sahibi olursunuz. Bu da, size avantaj sağlar. Tabii ki sapık gibi patronunuza gözlerinizi dikmenizi tavsiye etmiyoruz! Konuşma esnasında zaman zaman göz temasını kesmenizde bir sakınca yok. Bu küçük aralarda bir doküman gösterebilir veya bir konuda fikir beyan edebilirsiniz. Sadece o konuşurken kafanızı eğmeyin veya başka yerlere bakmayın. Çünkü bu şekilde içten içe sizin çekimser olduğunuzu düşünecektir.Karşı cinsten olan patronunuzla direkt göz teması kurmanız ise, onun tarafından otoritesine saldırı olarak tanımlanabilir. Fisher "İlkçağlarda, erkekler düşmanlarını kışkırtmak için göz teması kurardı. Bu nedenle bugün bu dürtüye sahip olmalarını normal karşılamalısınız" diyor. Direkt göz teması ve aşağıya bakmak arasındaki denge, sizi hem katılımcı hem de uyumlu gösterecektir.

BİR TARTIŞMAYI KAZANIN
Bakış: Kendi fikrinizi savunurken kaşlarınızı kaldırarak göz teması kurun.

Neden işe yarıyor? Givens "Bir maymun, egemenliğini ilan etmek istediğinde, gözünü dikip bakışlarını yukarı aşağı indirir ve kaldırır. Kaşları kaldırmak, göz temasına dikkat çektiğinden bakışı her zamankinden daha fazla ikna edici bir hale getirir" diyor. Politikacıların bunu devamlı yaptığını görebilirsiniz.

BİR AN ÖNCE BAĞIŞLANIN
Bakış: Tıpkı dua eder gibi başınız karşıya bakarken gözlerinizi aşağı indirin.

Neden işe yarıyor? Bakışlarınızı aşağı indirip başınızı itaatkâr bir pozisyonda tutmanız, karşınızdaki insana hatalı olduğunuzu bildiğiniz mesajını verir. Ayrıca bu hareket, karşı tarafın konuyu bir üst seviyeye taşımasını da engeller. Givens "Hayvanlar, böylesine bir saygı gösterisi gördüklerinde karşılarındakine saldırmaz" diyor. Sevgilinizle veya en yakın arkadaşınızla kavga ettiğinizde bu yöntemi uygulayarak tartışmanın gereksiz yere uzamasını engelleyebilirsiniz.

Cosmopolitan

Neden ben kıskancım?

Kıskançlık aslında çok karmaşıktır. Çünkü içinde çok geniş duygusal olayları,düşünceleri ve davranışları barındırır. Hepimiz kıskançlığı hayatımızda bir dönem deneyimlemişizdir. Önemli olan bunu aşabilmemiz.

Öncelikle kıskançlığı neden içimizde hissederiz bunun nedenini bulmamız gerek. Eğer bu kıskançlığı ara sıra hissediyorsan canını sıkmana gerek yok, herkes hayatının bir döneminde kıskançlığı hissetmiştir zaten. Biraz kıskançlığın, istediğimiz şeyleri elde etmede veya daha çok çalışmamız gereken zamanlarda bize faydası bile olur. Ama kıskançlığın aşırı ise, herkesi ve her şeyi kıskanıyorsan çözmemiz gereken problem çok daha karmaşık hale gelir. Yalnızca isteğin şeyler için imrenmeye özen göstermen gerekir. Örneğin arkadaşın sınavda senden yüksek not almışsa onun aldığı nota imrenebilirsin. Bunun için bütün cesaretini topla ve kendini istediğin nota odakla ve tabii ki de bunun için gerekli çalışmayı da yapman gerekecek. Böylece sonunda istediğin nota ulaşabilirsin.

Kadınlıktan Anneliğe Geçiş Evresi

Gizemli, bilinemez ve heyecanlı bir zaman dilimi: İlk gebelik belki daha önce hiç yaşamadığınız pek çok yeni soru ve duygulara yol açan bir evredir. Özellikle doğmamış çocuğun bir hazine gibi üzerine titrendiği ilk haftalardaki anlatılması olanaksız, harikulade güzel bir duygudur.

Bu küçük varlık henüz herkes için görünmez durumdadır; üstelik hamile kadın bile onun varlığını 18. haftaya (bazen daha sonraya) kadar hissetmez.

Bebeğin varlığını sadece sezinleyebilirsiniz. Oysa kamınızda muazzam gelişmeler olmaktadır. Embriyon daha sonra ulaşamayacağı bir hızla büyümektedir. En önemli organları bu evrede gelişir. Bütün bunlar kadını bedenen ve ruhen değiştirir. Yalnızca bedeni değil, ruhu da gebedir.

Bu nedenle birçok kadın hamileliği sırasında duygusal fırtınalar yaşar. Beklenen annelik mutluluğunun sevinciyle yeni annelik rolüyle ilgili kuşkular, aynı anda gündeme gelir. Sakın endişelenmeyin! Bu ani ruhsal değişimler tamamen normaldir. Çünkü gebelikle bilirlikte belirleyici bir süreç başlamıştır: Artık gelecekte sadece bir sevgili, bir eş ve kadın değil, aynı zamanda anne de olacaksınız. Demek ki, yeni bir hayata ve yeni bir kimliğe hazırlanmaktasınız.

Duygu dalgası bir türlü durulmak bilmiyorsa, dolduracağınız bir annelik anketi, durmadan üsteleyen düşüncelerinizi düzene koymanıza ve duygu selini sakinleştirmenize yardım edebilir. Ankete canınızı sıkan tüm sorulan koyun; örneğin:

Doğumdan sonra kendimi nasıl hissedeceğim?
Bebeğime iyi bir anne olabilecek miyim? Aslında “iyi” anne nasıl olunur ya da “kötü” annelik ne demektir?
Doğum partnerimle ilişkimi nasıl etkileyecek?
Anne olarak da arzu edilen bir kadın olacak mıyım?
Eski arkadaşlarımla buluşacak mıyım?
Şu andaki işimi özleyecek miyim?
Doğumdan kısa bir süre sonra yeniden çalışmak mı, yoksa bir kaç yıl ara verip yalnız çocuğumla ilgilenmek mi istiyorum?
Sabah kalktıktan sonra alış veriş, temizlik, çamaşır ve yemek pişirmekten çocuğun (ve kendimin) bakımına kadar yeni günlerim nasıl geçecek?
Tek başıma başarabilecek miyim? Doğumdan sonraki ilk dönemde bana gerçekten yardım edebilecek akraba ve dostlarım var mı?

Güzel Kaşlara Sahip Olalım

Kaşlarımız yüzümüzün ifadesini belirler. Kaşlarımızı yanlış aldığımızda bakışlarımızda da istediğimiz etkiyi veremeyebiliriz .Hatta bazen yanlış yerden alınan kaş bir daha büyümez. Bu sebeple düzgün kaşlar için bir kaç tavsiye vermek isterim. Birde kolay bir kaş kaldırma masajımız var.

Pekii kaşlarımızı gürleştirmek için ne yapmalıyız...

1) Kaşlarınızı bir fırça yardımıyla düzeltin ve yukarı doğru tarayın. Eğer kaşlarınız düzse aşağıya doğru tarayın. Küçük bir makasla normal uzunluğa ulaşıncaya kadar kıslatın. Böylece gerçek kaş şekliniz ortaya çıkacaktır.
2) Kaşınızın tam ortasını kalem yardımıyla belirleyin. Kalemi burnuzun hemen yanında ve dik bir şekilde tutun. Kalemin dışında kalan kısım burnunuzun geniş görünmesine neden olur.
3) Kalemi göz bebeğinizin önünde tutun. Kalemin ucunun gösterdiği nokta, kaşınızın kavisli olması gereken yerdir
4) Kalemi bir ucunu burnunuzun kenarına diğer ucunu gözünüzün kenarına gelecek şekilde tutun. Kalemin ucunun gösterdiği nokta kaşınızın bitmesi gerektiği noktadır.
5) Beyaz bir kalem kullanarak alınacak olan kaşların yerini belirleyin. Beyaz renk, kaşın koyu görünmesini sağlar. Böylece alırken size kolaylık olur.
6) İki kaşınızın arasını ağda yardımıyla temizleyebilirsiniz. Bu hem daha hızlı hem de daha kolay bir yöntemdir. Ağdayı tüylerin çıkış yönüne doğru uygulayın ve çekin.
7) Beyaz renkli kısımda bulunan fazla tüyleri cımbız yardımıyla alın.
8) Son olarak cildinizde bir buz küpünü 5-6 dakika bekletin. Böylece kızarıklıkların oluşmasını önleyebilirsiniz
Kaşlarımızın da bakıma ihtiyacı var. Benim de evde sık sık yaptığım bir kaş kaldırma masajım var:

iki elimizin 3 parmağını kaşlarımızın altına dokunduruyoruz. Parmaklarımızla kaşımızı geriye itip 10 a kadar sayarken mimiklerimizle de parmaklarımızı aşağı doğru zorluyoruz. Bir kaç saniye dinlendirip 10 x 3 set yapıyoruz.

Gür ve sağlıklı kaşlar için evde yapabileceğimiz dökülmeyi önleyici ve gürleştirici önerilerimde var.İlk sıradakini Suna Dumankaya'dan öğrenmiştim.

1)Bir tane fındığı teflon tavada kavurun. Ilıkken kaşlarınıza sürün. Daha sonra bir tutam okaliptüsü çay gibi demleyip süzün. Ardından bununla kaşlarınıza kompres yapın. Aynı işlemi sık sık tekrarlayın.

2)Bir çorba kaşığı vazelin, bir tatlı kaşığı badem yağı, bir tatlı kaşığı lanolin, üç adet ceviz içi ve üç adet fındığı karıştırıp kısık ateşte eritin. Daha sonra süzüp, bir cam şişeye koyun ve donmasını bekleyin. Kaşlarınıza gün aşırı sürün.

3)Bunları yapamam derseniz. En Basiti Bir kaç diş sarımsağı Badem yağında birgün bekletin. Sarımsağı badem yağından çıkarıp kaşınıza sürtün. Hadi bakalım denemeye değer...

Hamile Kalmak İçin Cinsel Yaşam


Bebek dusunen ciftlerin ilk aklina gelen sorulardan bir tanesidir suphesin en cabuk surede nasil hamile kalinir sorusu. Iste bizde size yardimci olabilmek adina Hamile kalmak isteyen çiftler için uygun cinsel yaşam basligi altinda bazi bilgileri paylasmak istedik
.
İstemelerine rağmen hamilelik elde edemeyen çiftlerden bazılarında altta yatan problem uygun zamanda ve yeterli sıklıkta ilişkinin olmaması, ya da uygulanan yanlış yöntemler gibi çok basit nedenler olabilir.
Kadınların herhangi bir ayda gebe kalma olasılıkları %20-25 arasındadır. Çiftler bilgi eksikliği nedeni ile yaptıkları bazı davranışlar yoluyla bu olasılığı azaltabilirler. Kısır olduklarını düşünen bazı çiftlerde alınacak basit tedbirler ve uygulanacak çok kolay yöntemler ile hiçbir tedaviye gerek kalmadan gebelik elde edilebilir.

Uygun zaman:
Gebelik isteyen çiftler için cevaplandırılması gereken ilk soru en uygun zamanın ne olduğudur. Düzenli adet gören kadınlarda yumurtlama genelde adet siklusunun 14. gününe denk gelir. (adet kanamasının başladığı günden itibaren 14. gün). Ancak yumurtlama tarihinde sapmalar olabileceği, ve sperm ile yumurta hücresinin kadın vücudu içinde yaşama potansiyeli göz önüne alındığında 9 ile 15. günler arasında gün aşırı cinsel ilişki olması gebelik şansını yükseltir.
İlişkinin her gün önerilmemesinin sebebi erkeğin sperm kalitesini düşürmemektir. Her ilişkiden önce erkeğin en az 48 saat süreyle boşalmaması özellikle sperm sayısı düşük ya da sınırda olan erkekler için yararlıdır. Alınabilecek başka bir önlem de ilişkinin sabah olmasıdır. Boşalmanın olmadığı geceyi takip eden sabah erkeğin sperm düzeyleri en yüksek sayıdadır. Ancak bu ilişkiler yaşanırken "bugün mutlaka ilişkide bulunmamız gerekir" şeklinde stres yaratmak gebelik açısından olumsuz etki gösterir. Bu stresi gidermek için olayı kendi haline bırakmak veya egzersiz, yürüyüş gibi stres giderici faaliyetlerde bulunmak gereklidir. Unutulmamalıdır ki üreme sistemini yöneten bütün hormonlar hem fiziksel hem de ruhsal strese karşı hassasdır.

Uygun şekil:
Gebelik için uygun dönem saptandıktan sonra ikinci aşama cinsel birleşmenin şeklidir. Pek çok pozisyon gebelik için uygun ortam yaratmaz. Normal bir ilişki sonrası gebelik oluşabilmesi için spermlerin vajinaya uygun şekilde bırakılması ve vajinanın spermlerin rahim içine doğru ilerleyebilmesi için uygun pozisyonda durması gerekir. Bu şartları sağlayan pozisyonlar erkeğin üstte olduğu, kadın ve erkeğin yana doğru dönük olduğu pozisyonlar ile kadının diz-dirsek pozisyonunda olduğu şekillerdir. Erkeğin üstte olduğu durumda kadının kalçaları altına bir yastık yerleştirerek pelvisini yükseltmesi spermlerin doğru yönde ilerlemelerine yardımcı olur. Diz-dirsek pozisyonu ise özellikle sperm sayısı düşük olan durumlarda ek fayda sağlar. Oturur pozisyonda, kadının üstte olduğu veya ayakta olan cinsel ilişkiler gebelik elde etmek için uygun değildir.
İnsanlarda cinsel ilişkinin amacı büyük ölçüde haz almak olmasına rağmen biyolojik açıdan primer amacı soyun devamını sağlamak yani gebelik elde etmektir. Bu amaç dışında birleşme doğada sadece insanda ve birkaç türde daha olmaktadır. Gebelik elde etmek isteyen çiftler bu nedenle ilişki esnasında bazı etkinliklerden kaçınmalıdırlar. Bunların başında oral seks gelir. Tükrük içinde bulunan birtakım enzimler ve bakteriler spermlerin dölleme kabiliyetini azaltır, hatta spermlerin ölümüne neden olabilir. benzer şekilde anal seks de sperm aktivitesi üzerinde olumsuz etki yaratabileceğinden bu tür ilişkilerden kaçınılmalıdır. Yine benzer mekanizma ile ilişki esnasında kullanılabilen kayganlaştırıcılar da sakıncalıdır. Özellikle petrol bazlı olan vazelin, masaj yağları gibi maddeler kesinlikle kullanılmamalı, mutlaka kayganlaştırıcı kullanılması gerekiyor ise su bazlı olanlar tercih edilmelidir.

Gebelik arzulayan çiftlerin su altında veya içinde ilişkide bulunmaları vajen pH'ı bozulacağından sakıncalıdır. Sıcak su da sperm sayısı ve hareketliliğini bozacağından önerilmez.

İlişki sonrası:
Eğer ilişki sonrası kadın hemen ayağa kalkarsa fazla miktarda meni dışarıya kaçacaktır. Spermler rahim ağzına ulaşacak yeterli zaman bulamadıkları için bu durum gebelik elde edilmesi açısından önemlidir. Gebe kalmak isteyen bir kadın ilişkiden hemen sonra ayağa kalkıp idrar yapmaya ya da yıkanmaya gitmemelidir. İdeal olan kalçalarının altına bir yastık koyarak 20-30 dakika kadar yatmasıdır. Erkek de meni kaçağını azaltmak için birkaç dakika kadar kendini geri çekmemelidir.

Vajina dışarıdan kulanılan herhangi bir maddeye gereksinim duymadan kendi kendini temizleyebilen ve uygun ortamını yaratan bir organdır. Adet kanaması ve ilişki sonrasında dahi vajina sağlıklı kalabilmek için kendi önlemini alır. (Eğer ilişkiden sonra kötü bir koku duyuluyor ise bu enfeksiyonun belirtisi olabilir ve doktor kontrolü gerekir). Sadece gebelik isteyenlerde değil hiçbir kadında vajinal duş önerilmez. İlşiki öncesi yapılan duş vajen pH'ını değiştireceğinden gebelik şansını olumsuz yönde etkiler. Spermin yaşama şansı tehlikeye girer, ilişkiden hemen sonra yapılan duş ise spermleri ortamdan uzaklaştıracağından, şansı azaltır. Ayrıca duş, bakterileri kadın üreme sistemi içinde yukarılara doğru zorlayarak enfeksiyon ve dolayısı ile infertilite şansını arttırır.

Saçkıran Hastalığı Sarımsak uygulanması

Saçkıran bir mantar enfeksiyonunun oluşturduğu ve özellikle saç sakal kıllarını döken bir deri hastalığıdır. Mantar kılların içerisinde ilerleyip, bu kılların matlaşıp, çabuk kırılabilmesine neden olur ve böylelikle, kıllı bölgede kılsız veya az kıllı bir bölge oluşur. Saç kıran genelde baş bölgesinde olmakla beraber ,sakalda,vücut tüylerinde de olabilir. 

Saçkıran Aşırı stres ve deprasyon altında da görülebilen bir hastalıktır, psikolijik durum düzelmeye başlandığında hastalıkta eş zamanlı düzelme görülür. Burada anlattığımız tedevi yöntemi mantar enfeksiyonunun oluşturduğu saçkıran hastalığı içindir.

Havana 3 diş sarımsak ve bir miktar tuz ekleyip dövün içine 1-2 damla alkol ekleyin, saç kıran olan bölgeyi temiz bir havlu kızarıncaya kadar silin, tuzla birlikte ezdiğiniz sarımsağı merhem sürer gibi saçkıranlı bölgeye sürünüz. 
Bu işlemi haftada 1 gün deneyin, engeç 3 hafta sonunda saçkıranlı bölgede kılların çıkmaya başlayacaktır.

Kaş Alırken Bu Noktalara Dikkat Edin

Etrafınız ne kadar aydınlık olursa olsun, ayrıntıları gün ışığındaki kadar belirgin fark edemeyeceğinizden, kaşınızı mutlaka gündüz alın.
Mümkünse cam kenarına dayayacağınız bir aynayı kullanın.
Jöleyle düzelttikten sonradir ki kaşlarınızı alın.
Hassas bir cımbız yardımıyla ilk önce dağınık kaşları alın. Ardından kaşınıza olmasını istediğiniz şekli verin.
Kaş şekillerinde en önemli noktanın doğru konumlandırılmış kavis olduğunu göz önünde bulundurun.
Uygun bir kaş stilinde doğru kavisin en yüksek noktası, gözbebeği hizasıdır. Unutmayın!
Kaşlarınızı almaya ortadan başlayın ve kulak yönüne doğru ilerleyin.
Kaş kemiği hizasında kalmaya özen gösterin.
Taradığınızda kaş kemiği üzerinde kalan telleri de kesin.
Bir defada birden fazla kaş almayın ki, arada boşluklar oluşmasın.
Kaşlarınızın alt kısmından fazlaca almayın; aksi hâlde, kaşlarınız birbirine uzak durabilir.
Mutlaka ayna karşısında almaya özen göstereceğiniz kaşlarınızı sık aralıklarla kontrol edin.
Hızlı makyaj önerileri
Evde kendi kendinize uygulayabileceğiniz kişisel bakım formülleri
Saç uzatan muhteşem formül....

Erkekler Neden Göğüs Sever?

1.Dikkate çekici olmaları. Erkekler sizinle konuşurken genellikle yüzünüze değil göğüslerinize doğru konuşur. Fiziksel, psikolojik ve sosyal ortamlarda bu kadar çok göz önünde bulunan bir şeyin çekici olması normal. Aynı şeyden iki tane olması da erkekler için oldukça seksi. Hatta bunun daha fazla olmasını isteyen erkekler de yok değil.

2.Göğüslerdeki tabu cazibesi.. Kadının göğüsleri erotik cazibesidir. Her zaman saklı ve kapalı tutulduğu için daha dikkat çekici ve istenilen bir şey halindedir. İnsanlar her zaman kendilerinde olmayanı veya saklı olan şeyi merak ettikleri için daha çok arzu verir.Göğüsler erkekler için yasak meyve anlamındadır.

3. Açıkçası çiftleşme sürecinin bir parçası olarak görünen göğüsler, erkeklere kışkırtıcı geliyor. Dikkat çekici olan göğüsler, bu yüzden bir çok reklamda bu figürler kullanılıyor. Toplum tarafından da dikkat çeken göğüs faktörü, baskı altında tutuluyor ve çekiciliğini koruyor.

4. Erkekler görsel olarak uyarılır. Kadının genital bölgesinden sonra en uyarıcı şeyi göğüsleridir. Erkek için kadının fiziksel görünümünde en önemli yeri göğüsleridir.

5.Göğüsler eğlence noktası gibi görünür. Bebekler emerken oyun oynar gibi yaparlar. Erkekler için de, seks sırasında ken büyük eğlence göğüslerdir.

6.Göğüsler kadınları uyandıran, tahrik eden anahtardır. Cinsel açıdan kadınları uyarmak, orgazm olmasını sağlamanın en kolay yolu göğüsleridir.Erkeklerde bu durumu kullanıp sekste daha çok haz alır.

7. Charles Darwin'e göre, erkeklerin bilinçaltında göğüsler üreme göstergesidir. Erkeklerin bilinçaltındaki üreme düşüncesi fantazilerini de artırıyor ve daha çok seviyor.

8.Erkeklere göre kadının göğüsleri doğurgalığın sembolü. Bir insanın büyüyüp gelişmesindeki en etkin besin kaynağı olduğu için kutsal görürler.

9. Çocukların en rahatlatıcı en güvenilir en mükemmel yeri annelerinin göğüslerdir. Erkekler de bilinçaltında o güzel günleri hatırladığı için göğüsleri huzurlu ve güvenilir bulur. Başlarını hep eşinin göğüslerinin üzerine koyup uyumak ister.

10. Kadınların göğüsleri insanın var olduğu günden beri çok önemli kutsal bir organ. Bebeğin doğumu göğüslerin işlevselliğini artırır. Bebeği doyurmaya yarayan göğüs tüm herkes tarafından kutsaldır.
 
Blogger Templates