Subscribe:

Ads 468x60px

Aman dikkat


Malum Ramazan ayı bitti, bayram da geçti. Haber kanallarının vazgeçilmez bir malzemesidir “yediklerinize dikkat edin”. Abartmayın ki sakinliğe alışmış mide birden yüklenince arıza çıkarmasın.
Şimdi aynı uyarıyı cinsellik için veriyorum. “aman dikkat, çok fazla yüklenmeyin”… Ramazan ayında oruç tuttuk veya tutmadık. Bu konumuz değil. Ama hemen herkes cinselliği bir tık daha aşağıda yaşadı, kimimiz hiç yaşamadı. Şimdi ise artık daha özgürce yaşanacak günler başladı.
Yaz ayının da etkisi ile cinsellik hormonları tavan yapmışken, birden yüksek seviyede başlamayın.
Partnerinizi ürkütmeden;
Soft sevişmeler yapın,
Kısa öpücükler ile başlangıçlar olsun,
Küvette beraber vakit geçirin,
Cinsellik içeren bir makale okuyun (mesela bu makaleyi J )
Romantik sürprizler yapın,
Birbirinizin farkına varın…
Bunları yaparak daha renkli bir başlangıcınız olacaktır.
Aksi halde çorba içmeden yapılmış iftar yemeğinin verdiği ızdırap gibi kaçınılmaz acılarınız olur. Benden söylemesi.

CİNSEL KONULARDA BİZLERE DANIŞABİLİRSİNİZ.....

"YANLIŞ CİNSEL ARAYIŞLAR İNSAN RUHUNDA TELAFİSİ MÜMKÜN OLMAYAN YARALAR AÇAR"

"EVLİLİK TECRÜBELİ OLUNMASI GEREKEN BİR DURUM DEĞİLDİR. BİLAKİS TECRÜBESİZİ MAKBULDÜR"

"İNSAN PSİKOLOJİSİNİN BİLİNMEYEN YÖNLERİNDEN BİRİSİDE CİNSELLİĞİ İLK KİMİNLE YAŞARSA KENDİNİ ONA AİT HİSSETMESİDİR"

Cinsel konularda doğru bilgi almak ve danışmak için sizleri sayfamıza bekliyoruz. Sorularınıza cevap veren uzman bir psikolog sayfamızda bulunmaktadır.

BİZLERE ŞU ADRESLERDEN ULAŞABİLİRSİNİZ:
https://plus.google.com/u/0/b/105604138706754783945/105604138706754783945/posts
cinsel-uzman.blogspot.com.tr
https://twitter.com/cinsel_uzman
https://www.facebook.com/guvenilircinselbilgilerimiz
cinseluzman@gmail.com, guvenilircinselbilgiler@gmail.com

sayfamız sık sık şikayet ediliyor, ikaz yiyoruz, kapatılma tehlikesi oluyor. sayfamızı beğenip, yorum yazıp, yazıları paylaşırsanız sayfaya destek vermiş olursunuz.

Cinsel Yaşamda Korku

Normal koşullarda insandaki cinsel dürtü öylesine doğal ve kendiliğindendir ki, henüz evlenmemiş veya bir eşle ilişki kurmamış insanların çoğu, başarılı ve doyurucu bir cinsel birliğin otomatik olarak gerçekleşeceğini sanırlar. Oysa cinsel faaliyet çok hassas bir mekanizmadır: kolayca arızalanabilir. İnsanın doğal dürtülerinden biri olan cinsel istek, normal koşullarda, bir uyarıcıyla karşılaştığında kendiliğinden ortaya çıkar ve herhangi bir engele takılmadığı takdirde orgazmla sonuçlanır. Wilhelm Reich'ın dediği gibi, doğal ve sağlıklı bir cinsellik kişinin hiç bir iç yasaklanma duymaksızın cinsel heyecana kendini bırakabilme yetisidir.
Bu, içgüdüsel bir faaliyettir ama sanıldığı gibi otomatik değildir; bazı psikolojik koşulları vardır. Bu koşullar olmadığında en kışkırtıcı görüntüler bile kişilerde gerekli cinsel tepkileri doğurmayacaktır. Çünkü bunların eksikliği, insan gövdesinde, cinsel ilişki için gerekli olan fizyolojik dönüşümlerin gerçekleşmesini önleyecektir. Diğer yandan, insanlarda, cinsellik gibi temel dürtülere müdahale eden, bunların işlenmesini önleyen ikincil dürtüler de bulunmaktadır. Bu dürtüler, toplumsal yaşamda doğal cinselliğin bastırılmış olmasından kaynaklanmakta ve insanın haz duyma kapasitesini sınırlamaktadır. Bu ikincil dürtülerin en iyi örneği "korku" dur.
Genellikle korkuyla cinsel ilişki birbirine ters düşer. Ani bir korku insan vücudunda adrenalin salgılanmasına yol açar. Bu madde, insana tehlikeye karşı koyabilmesi için gerekli olan enerjiyi sağlar ama, cinsel isteği de söndürür. Bir yandan da savunma refleksleri, kanın sindirim ve üreme organlarından çekilip kol ve bacak kaslarına dolmasına neden olur. Böylece insanın "savaş organları" güçlenir, ama cinsel organları büzülür: birleşme olanaksızlaşır. Korkunun cinsel arzuları öldürmesi gerçekte çok anlaşılabilir bir durumdur. Çiftleşme anı, canlının dış tehlikelere karşı en açık, en korunmasız olduğu andır. Böyle bir durumda canlı çiftleşmeyi sürdürecek olsa, hayatta kalması olanaksızlaşabilir.
Yüzbinlerce yıl önce vahşi bir ormanda bir insan çiftinin sevişmekte olduğu ve çevrede de aç bir aslanın dolaştığı düşünülürse; kuşkusuz, birleşme eyleminin yarıda kesilmesi gerekecektir. Böylece, tarih içinde, korkunun cinselliği bastırması insanda yerleşik bir refleks mekanizması haline gelmiştir. Bu sadece "Vahşi aslan" türünden somut ve dıştan gelen tehditler için değil, kaynağı daha belirsiz, bulanık psikolojik tehlike ve endişeler için de geçerlidir. Kaynağı ne olursa olsun, korku, şiddetli sıkıntı ve kaygı duyguları, insanları cinsel uyarılara karşı genellikle duyarsızlaştırır. Çocukluk yıllarında veya ergenlik döneminde herhangi bir nedenden ötürü kadınlara karşı korku beslemiş bir insan, ilk cinsel deneyinde de bu sıkıntılı duyguyu üzerinden atamadığı için büyük bir olasılıkla başarılı olamayacaktır.
Erkeklerde ereksiyonun gerçekleşmesini veya orgazma ulaşılmasını, kadınlardaysa aynı şekilde dölyolunun nemlenmesini ve orgazma varılmasını önleyen bazı korkular oldukça basit ve yüzeyseldir. "Bu gece penisim sertleşecek mi?" gibi bir kaygı, birçok erkeğin geçici olarak iktidarsız kalmasına neden olmuştur. Ancak, bu gibi cinsel korkular, insanın kendisi tarafından tahlil edilebildiği için çoğu zaman geçicidir. Buna karşılık, kaynakları ve nedenleri kişinin kendisince bilinemeyen bazı daha derin korku ve kaygı duyguları için bir psikologa başvurulması gerekebilir.


Antidepresanlar Cinsel Yaşamı Bozuyor

Son yıllarda en sık kullanılan ilaçlardan olan antidepresanların, cinsel işlev bozukluğuna neden olduğu bildirildi. Bu yan etkinin ortadan kaldırılması için tıp dünyasında çalışmalar sürüyor.
Tüm dünyada ve TÜRKİYE'de son yıllarda en sık kullanılan ilaçların antidepresanlar olduğunu belirten uzmanlar, "İlaç sektörünün en hızlı büyüyen alanı da bu. Ancak yapılan klinik araştırmalara göre depresyon ve anksiyete bozukluğu olup hiçbir cinsel sorunu bulunmayan hastalar bile, antidepresan kullanmaya başladıktan sonra yüzde 50-70 oranında cinsel işlev bozukluğu yaşıyor. Depresyondaki kadın ve erkeklerin yüzde 50-90 arasındaki bölümü cinsel isteksizlik ve cinsel işlev bozukluğu yaşıyor. Depresyonu ve anksiyete bozukluklarını tedavi edelim derken kullandığımız ilaçlar cinsel yaşamı daha da kötüleştiriyor" diyor.
Böyle bir kısır döngüyle karşı karşıya bulunulduğunu ve bunun aşılması için tıp dünyasının çalıştığını kaydeden uzmanlar, depresyon ve anksiyete bozukluklarını hızla tedavi ederken kişiyi kendi hayatına, sosyal yaşamına, evlilik hayatına, cinsel yaşamına kısaca tüm fonksiyonlarına döndürmenin temel hedef olduğunu dile getiriyor. Ancak, tedavide kullanılan ilaçların cinsel yaşamı daha da kötü hale getirdiğine dikkat çeken psikiyatristler, hedeflenenin aksine kişinin birçok açıdan hayatının olumsuz yönde etkilendiğine dikkat çekiyor.
Erkeklerin antidepresanların yan etkilerine karşı kadınlardan daha duyarlı olduğu ifade edilirken, sorun çözülmediğinde kadınların problemlerinin çok daha ciddi boyutlara ulaşabildiği belirtiliyor. Kadınlarda cinsel isteksizlik ve orgazm olamama, erkeklerde ereksiyon güçlüğü meydana geliyor.

Cinsel yan etkiler uzun süre gizli kaldığında ve tedavi edilmediğinde, sonradan depresyon ve antidepresan kullanımı ortadan kalksa ve hastalar iyileşse de, bir bölümünde ortaya çıkmış olan cinsel alanda güvensizlik, isteksizlik, motivasyon kaybı, performans ve partnerle olan ilişkilerdeki sorunlar nedeniyle cinsel işlev bozukluğunun psikolojik olarak sürekli hale geldiği görülüyor.

Daha İyi Seks İçin Ne Yemeli ?

Yapılan son araştırmalar bazı vitamin ve minerallerin hormon seviyesini yükselttiğini, duyarlılık hissini ve seks yapma arzusunu fark edilir ölçüde arttırdığını gösteriyor. "Bunlar hangileri?" diye soracak olursanız, hemen aşağıdaki listeye göz atın...
ÇİLEK
Dolgun ve sevimli küçük çilekler zaten oldukça seksi bir görünüme sahip.
Ama bundan daha önemlisi çileklerin bol miktarda antioksidan ve kan dolaşımını hızlandıran maddeler içermesi ve bunun da kendinizi çok enerjik hissetmenizi sağlaması.
YUMURTA
Katı, rafadan, sahanda veya omlet şeklinde yediğiniz her çeşit yumurta B6 vitaminleriyle dolu olarak tabağınıza geliyor. Bu ne anlama mı geliyor? Bu vitaminler, vücudumuzun hormon dengesini ayarlıyor ve stresle başa çıkmamıza yardımcı oluyor. Stresten arınmak ve rahatlamak da sağlıklı cinselliğin ilk adımı. Cinsel hayatınız pek de iyi gitmiyorsa kendinize bir omlet pişirin ve işleri düzene koymaya başlayın. Eğer yumurtadan hoşlanmıyorsanız yine B6 vitamininden zengin olan; ıspanak, bezelye, havuç, ayçekirdeği, buğday veya balığı tercih edebilirsiniz.
ET
Etoburları sevindirelim: Dana ve koyu renkli kümes hayvanlarına ait etler, sevişme isteğini baskılayan "prolaktin" gibi hormonların üretimine engel oluyor. Ama sebze sevenlerin de üzülmesine hiç gerek yok. Aynı etkiyi alabileceğiniz esmer prinç, lifli yeşil sebzeler, kolay ufalanan peynir, öğütülmüş ekmek de size yardımcı olacaktır.
SARIMSAK
Sarımsağın en bilindik özelliği nefesinizi saatler sonra bile toplu yıkıma sebep olabilecek bir silaha dönüştürmesi mi? Yanılıyorsunuz. Bu dezavantajı bir tarafa bırakırsak bu keskin lezzet baştan sona vücudunuzdaki bütün kan dolaşımını hızlandırıp seks hayatınıza yeni bir tat getirecek. Tabii, seks zamanından birkaç gün önce yerseniz!
ÇİKOLATA
Kadınların büyük çoğunluğunun kendini iyi hissetmek için kakao ürünü olan çikolataya yönelmesinin bir sebebi var; İçeriğindeki "methylxanthine", zevkden başınızı döndürerek partnerinizin kollarınızda erimesine sebep olabilir. Ayrıca içerdiği "phenylethyamine" maddesiyle tam anlamıyla 'aşk etkisi' yaratıyor.Yani daha kolay aşık oluyorsunuz.



Ramazan Ayında Cinsellik

Ramazan ayında cinsellik konusu çok konuşulan konuların başında gelir. Biz millet olarak bu tür tartışmalara bayılırız. İlla ki sınırları zorlamamız gerekir tartışma konularında. Başka türlü keyif alırız bu tür konuları kaşırken. TV kanallarında basit konuların saatlerce konuşulduğu bir ülkeyiz. Bu sebeple hiç gündeme bile gelmemesi gerekirken, Ramazan ayında cinselliği konuşuruz.
Bu sebeple bizde yorum yapmazsak gündemi yakalayamayız. Kısa ama öz bir yorumumuz olacak.
Oruç bir ibadettir yasakları bellidir, süresi bellidir, nasıl tutulacağı bellidir. Cinsellik ise orucu bozan listede yer almaktadır. Lakin iftar ile sahur sonuna kadar yani oruç saatleri dışında yaşamanın bir sakıncası yoktur.
Mantıklı düşünüldüğünde zaten oruç iken cinsellik düşünmek zaten yapılan ibadetin temeline terstir.

Bu sebeple her şey yerinde zamanında mantığı ile, iftardan, imsak vaktine kadar cinsellik yaşamakta sıkıntı yoktur, yasak yoktur.
 
Blogger Templates