Subscribe:

Ads 468x60px

11-BAKİRELİK-KIZLIK ZARI NEDİR VE NİYE BU KADAR ÖNEMLİDİR?


BAKİRELİK-KIZLIK ZARI NEDİR VE NİYE BU KADAR ÖNEMLİDİR?
1- Kızlık zarı  rahmi koruyan, üzerini örten şeffaf bir örtüdür, bir nevi jelatin gibidir, soğan zarından incedir, belli belirsiz birşeydir. Erkek çocukları bebekken idrarını yapar ve bu idrar penisten içeri giremez. Fakat kız çocuklarında idrarın rahme girme tehlikesi vardır, eğer rahme idrar girse yumurtalıklara zarar verebilir, kısırlık ve birçok cinsel hastalıklara yol açabilir. İşte idrarın rahme zarar vermesini önlemek için Yaratan tarafından rahmin üzeri şeffaf bir örtü ile örtülmüştür. Kızlık zarının çocukları koruyan bir fonksiyonu vardır.
2- Kızlık zarı rahmin girişinde itibaren başlar, bazen 1-2 cm içerde bulunur, bazen 3-4 cm içerden başladığıda olabilir, şişman kızlarda biraz daha derinde bulunur. İlk defa cinsel ilişkiye girecek kızlarda kızlık zarı yırtılınca bir kaç damla kan gelir, buradan yırtıldığı anlaşılır. Kendi kendinize kızlık zarının yırtıldığını anlamanın imkanı yoktur. Kesin bir şekilde hekim muayenesi ile anlaşılabilir. İlk gece beraber oldunuz bir kaç damla kan geldikten sonra ilişkiyi devam ettirmeyin, bir kaç gün bekleyin, en fazla 3 gün yeterli olmaktadır, sonrasında beraber olmaya devam edebilirsiniz, bu süre rahimde olan aşınmanın düzelmesi için gereklidir.
3- Yapılan istatistiklerde kızlık zarlarının %25-30'nun problemli olduğu tespit edilmiştir. Bunlar kızlık zarının hiç olmaması, esnek olması sebebi ile yırtılmaması, bazılarının doğum esnasında yırtılacak kadar kalın olması, bazılarınında bisiklet kullanımı ve ağır spor yapmaktan dolayı kendiliğinden yırtıldığı, bazı kızlık zarlarınında hilal şeklinde rahmin 4-5 cm içinde olabildiği tespit edilmiştir.
4- KIZLIK ZARI NİYE BU KADAR ÖNEMLİDİR? Bir kız çocuğu ilk kiminle beraber olursa ona aşık olur ve bir ömürboyu onu sever. Eğer bir yanlış-günah işlemiş, eşinin dışında başka biri ile ilk cinselliği yaşamışsa evlenince dul kadın gibi olur, eşine ilkleri yaşatamaz, kendiside mutlu olamaz. Ömür boyu aklı kıyaslar içinde geçebilir, sürekli bir gerginlik ve karışık bir ruh hali taşır, eşine bağlanamaz, bu yüzden bir kızın bakire olması birçok kültürde ailenin doğru kurulması ve yaşatılması için önemli görülüp kutsanmıştır. Kızlık zarına dikkat etmek yani namusa dikkat etmek önemlidir ve doğru bir karardır. Ailenin korunması için bu değer önemlidir. Bugün bir şekilde yanlışlar içinde olup veya namusunu kaybedip daha sonra namusu-kızlık zarını önemsemeyenlerin, kötüleyenlerin, namus iki bacak arasında değil vb. gibi konuşanların sözleri bilimsel değil kendi durumlarını kurtarmaya çalışmaktır, kedi ulaşamadığı ciğere pis der misali. Doğru bakış açısı şudur; bir şekilde yanlış yaptın, günaha düştün tövbe et, bir daha yapma, namusunu ve şerefini koru.
5- Kızlık zarı dikimi kadın doğum hekimleri tarafından yapılmaktadır, fakat hiçbir şekilde tavsiye ettiğim bir olay değildir. Bunu ahlakide bulmuyorum, karşıdaki insanı kandırmaya yönelik bir davranış olarak görüyorum. Yanlış yapma özgürlüğün olduğu kadar bedel ödeme özgürlüğünüzde var.
6- Günümüzde bazı kızlar erkek arkadaşlarını elde edebilmek için veya sevgililerini kaçırmamak için cinselliği kullanabiliyorlar, bazende erkek benimle beraber olmazsan seni bırakırım vb. düşüncelerle kıza şantaj yapabiliyor. Böyle bir şeyi asla kabul etmeyin, sizi bir cinsel obje olarak gören bir adamla arkadaşlık yapmayı bırakın, size şantaj yapan biri maksadına ulaşınca sizi zaten bırakacaktır emin olun, sokaklar sevgili mağduru kızlar ile dolu. Sizinle evlenmek için değil eğlenmek için beraber olan erkek sizle tanışır, pahalı hediyeler alır, sizi pastaneye-restauranta götürür, sonra birlikte hafta sonu tatile filan gidelim der, peşinden cinselliği teklif eder. Evlenmeden asla beraber olmayın, kendinizi eşinize saklayın, sizi seven ve niyeti ciddi olan bir erkek cinsellik konuşmaz, size değer verir, yanınızda iken gözleri güler, sizi mutlu etmeye çalışır, yüzünüzün güldüğünü görmek onu mutlu eder, sizinle biraz vakit geçirmek onun için dünyanın en büyük saadetidir. Bu erkek sonra gelip sizi ailenizden adam gibi ister, ne ailenizi ne sizi zorda bırakacak, küçük düşürecek bir hareketin içine girmez.
7- Kızlık zarına zarar verebilecek davranışlar; masturbasyon yaparken elinizle vajinanın içine doğru harekette bulunmak, bir cisim ile temasta bulunmak, bisiklete çok binmekte kızlık zarına zarar verebiliyor, ağır sporlar yapmakta zarar verebiliyor.
8- İlk gece kan gelmedi diye boşanan kişiler biliyorum. Bazı erkeklerin karısını dövmesinin altında yatan sebepte ilk gece kan gelmemesidir. Adam ilk gece kan gelmedi diye karısını orosbu gibi görüyor fakat bunu kimseye söyleyemiyor yanlış anlaşılmaktan korktuğu için içine atıyor, kadını döverek hırsını almaya çalışıyor. Bazı erkeklerde niye az kan geldi diye sorgulamaya çalışıyor, adamın kafasında bir kaç bardak kan geleceği, çarşafı ıslatacağı bilgisi var. Öyle olmayınca kızdan şüphelenmeye başlıyor. Bu şüphe ikisi içinde hayatı çekilmez yapıyor. Erkekler şunu bilin; ilk gece kan gelmesi bir kaç damladır, geliyorsa kız bakiredir, ilk kez ilişkiye girmiştir. Gelmiyorsa %30 civarında esnek zar yapısına sahip kız vardır, eşiniz bunlardan birisi olabilir. Yine içinizi kemiriyorsa bir kurt şuna bakın; ilk gece kız aşırı heyecanlı, ne yapacağını bilemiyor, eli-ayağı birbirine dolanıyorsa bu kızın ilk cinselliğidir. Gereksiz yere bir insanı itham edip suçlamayın, bunun vebali günahı ağır olur.
DEĞERLİ KIZLARIMIZ MUTLU BİR YUVANIZ OLSUN İSTİYORSANIZ EŞİNİZİN DIŞINDA (EVLENMEDEN ASLA) CİNSELLİK YAŞAMAYIN.
BİZLERE ULAŞABİLECEĞİNİZ LİNKLERİMİZ

39-DELİLER VE CİNSELLİK


DELİLER İLE ALAKALI MÜHİM BİR CİNSEL BİLGİ PAYLAŞMAK İSTİYORUM
Bir arkadaşımızın çalıştığı işyeri özürlülerin barındığı iyileştirme merkezi, ağır derecede zihinsel özürlü insanlara bakım yapılıyor. Yani altlarının değiştirilmesine kadar her türlü bakım yapılıyor. Zihinsel özürlülerin içinde kadında var erkekte var. Yine özürlü erkeklerin bakım ve temizliği ile ilgilenene kadınlar var. Orada hasta bakıcılık yapan kadınların durumları çok sıkıntılıdır. Sebebi de özürlü kişilerin, cinsel organlarının normal insanlara göre büyük olmasıdır.
Prof. Dr. Haluk Nurbaki, bir kitabında delilerden bahsederken delilerin vücutları normal insanlara göre değişime uğrar. Bu değişim Allah'ın varlığının delillerindendir. Sonradan deliren bir kişi veya doğuştan deli olan bir kimsenin bağışıklık sisteminde onu her türlü atmosferik şartların ve türlü hastalıkların zararından korumaya yönelik ciddi bir değişim yaşanır. Mesela deliler görürsün çıplak ayakla karda buzda gezer, ayaklarında donma üşüme olmaz. Pis şeyleri, mikroplu gıdaları yerler ama hastalanmazlar. Normal bir insan asla onların yaptığını yapamaz. Akıllarını kullanamadıklarından kendilerini koruyabilmeleri için böyle bir değişime ihtiyaçları vardır. Allah-u Teala’da merhameten ve ibreten onların bağışıklık sistemlerini böyle güçlendirmiştir.
İşte delilerin vücutlarındaki değişime cinsel organlarıda uğrar. Onların cinsel organları uzar. Sebebide şudur ki, insanların vücutlarına mikroplar ağız, burun gibi yollardan kolayca girdiği gibi cinsel organ yoluylada girer. Burada Cinsel organın boyunun uzunluğu mikropların idrar kanalı vasıtasıyla vücuda girmesini zorlaştırır. Mesela kadınlarda bu yol kısa olduğu için cinsel organ yoluyla bulaşan hastalık onlarda daha fazladır.
İşte böyle kurumlarda çalışan kadınlar, delilerin altlarını değişmek zorundadırlar. Delilerin altlarını değiştiren kadınlarda, ister istemez onların cinsel organlarını göreceklerdir. Bu durum erkek hasta bakıcılar içinde geçerlidir. Bu erkek ve kadın hasta bakıcılar, eğer normal bir erkek cinsel organı boyu hakkında sağlıklı bir bilgiye sahip değillerse bu durumdan menfi yönde ciddi şekilde etkilenmektedirler. Kadınlar evli ise delilerin cinsel organlarını eşleriyle kıyaslamakta ve kocaları hakkında olumsuz duygu ve düşüncelere kapılmaktadırlar. Erkeklerde kendi cinsel organlarından şüpheye düşmektedirler. O sebeple hastanelerin bu bölümlerinde çalışan ve bu merkezlerde görev yapan kadın ve erkek personel cinsel yönden bilgilendirilmeli ve gerekirse onlarla terapi yapılmalıdır. Çünkü hiç yoktan yere kocalarını yetersiz sanma hastalığına kapılabilmektedirler. Bunun neticesi evliliklerde mutsuzluklar baş gösterebilmektedir.
Rehabilitasyonda görev yapan arkadaşımız hasta bakıcılarda bu tür problemlerle karşılaştığını anlatır. Nişanlı bir hastabakıcı kız bir gün bu arkadaşımızı yakın bulur ve açılır. Derki ben nişanlıyım, erkek organları çok büyük (delilerin organlarıyla kıyaslayarak böyle bir kanaate varmıştır) evliliğimizde ben ne yapacağım, ondan çok korkuyorum ve nişanlılık dönemini durmadan uzatıyorum. Bana bir çözüm söyle.
Bunun üzerine arkadaş hem bu bilgileri onunla paylaşır. Normal organ hakkında bilgi verir. Ve kadınların bu konuda bir problem yaşamayacağını, kadın cinsel organının elastik yapısını anlatır ve o kızcağızı bu korkularından kurtarır.
BİZLERE ULAŞABİLECEĞİNİZ LİNKLERİMİZ
https://www.facebook.com/guvenilircinselbilgilerimiz
https://plus.google.com/b/10560…/105604138706754783945/posts
https://plus.google.com/u/0/collection/EVsRZB
https://twitter.com/cinsel_psikolog
http://guvenilircinselbilgiler.blogspot.com.tr/
cinseluzman@gmail.com

1-İDEAL PENİS UZUNLUĞU NE OLMALIDIR?


İDEAL PENİS UZUNLUĞU NE OLMALIDIR?
"Erkeklerde kısa penis korkusu homoseksüelliği tetiklemekte, evlenince eşini mutlu edemeyeceğini düşünmekte hatta eşinin penisi ile alay edeceği düşüncesini aklına getirmekte bu yüzden evlilikten kaçınma davranışları ortaya çıkmaktadır. Birçok erkek evlenmeden bu düşüncelerle kendini mutsuz etmekte ve psikolojisini bozmaktadır. Maalesef porno kültürünün tesiri ile bazı kızlarımızda erkeklerde büyük penis beklentisi içine girmektedirler, olmayınca hayal kırıklığı psikolojisi yaşamaktalar. İdeal penis boyu yazımız erkeklerimize ve büyük penis takıntısı içindeki kızlarımıza ilaç gibi gelecektir."
İDEAL PENİS UZUNLUĞU NE OLMALIDIR?
1- Penisler et penisi ve kan penisi olmak üzere ikiye ayrılır. Et penisleri inmiş halde büyük görünür, kan dolduğu zaman uzunluğunun 1,2 / 1,4 kadar büyürler, erkeklerin %20’sinin penisi bu gruptadır. Bazı kişilerin pantolonlarının kabarık durmasının sebebi budur. Kan penisleri ise inmiş halde küçüktür, kan dolunca gerçek uzunluğuna ulaşır, erkeklerin %80’nin penisi bu grupta yer alır. Penisinizin kan penisi veya et penisi olması bir problem veya avantaj değildir.
2- Tıbben 8 cm ve yukarısı normal penis kabul edilir. Penis ortalamaları şu şekildedir; 6-8 cm mikro penis, 8-12 cm normal penis, 12-15 cm büyük penis, 15 cm ve üzeri mega penis kabul edilir. Mega penisli erkek dünyada %2'dir.
3- Dünya penis ortalaması 9,3 cm’dir. Koreliler, çinliler, japonlar, hindistanlılar en küçük grubu oluşturur. Çinliler bu kompleksleri yüzünden Taocu seks yalanını, Hindistanlılar ise Kamasutracı seks palavrasını çıkarmışlardır.
4- Penisin uzunluğundan ziyade performansı mühimdir. Uzun fakat performansı düşük bir penisten kısa fakat performansı yüksek olan penis daha çok haz ve doyum sağlar. Uzun penisler geç uyanır, ikinci beraberliklerde tekrar hazır hale gelmesi geç olur. Uzun penisler kırılma ve katlanma tehlikesi geçirebileceğinden risklidir. Beraberken eli ile penisini tutması gerekebilir, bu da cinsellikte sıkıntı verici, istenmeyen bir durumdur.
5- Porno filmlerde milyonda bir bulunan uzun penisli bir adamı buluyorlar normal penis ölçüsü bu diye insanların beynine kazıyorlar, bu filmi seyredenlerde kendini eksik ve kusurlu görüyor. Başka bir hilede film çekiminden önce pompa ile penisi şişirler ve alet olduğunun iki katı büyür, fakat böyle büyütülen penisler daha sonradan ereksiyon olamazlar, penis pompası kullanıp erkekliğini kaybeden birçok insan mevcut.. Porno filmlerde oval çekim hilesi vardır, penisi olduğundan iki katı büyük gösterirler. Bu filmlere bakan bilgisiz kişilerde buradaki adamın penisi 20-25 cm benimki 10-15 cm ben yetersizim evlenemem, evlendiğim kadın beni eksik görür, cinsel beraberlik yaşayamam diye komplekse giriyor.
6- Cinsel hikaye-itiraf sayfalarında anlatılan bilgilerin alayı yalandır, oralarda aleti 25 cm’den küçük kimse yok. Sonrada bana mesaj atıp benimki 12 cm ne olur bana yardım edin diyorlar. Herkes birbirini kandırıyor. Cinsel itiraf-hikaye sayfalarındaki bilgilere itibar etmeyin.
7- Zencilerin aleti uzun diye bir bilgi yanlış, filmlerde seçilen milyonda bir adama bakarak sizi böyle düşündürüyorlar. İstatistiki olarak beyazların penisleri zencilerin penisinden genel olarak daha uzundur. Zenci penisleri ince ve uzundur, ince-uzun penisli kişilerde homoseksüellik daha sık görülür.
8- Cinsel organ kompleksi yani aletinin küçük olduğunu düşünmek erkeklerde sapkın davranışlara sebebiyet verebiliyor; mesela tecavüz eden insanlar aletlerinin küçük olduğunu düşündükleri için kadınların kendileri ile alay edeceğini zannederler ve cinselliği oldu bittiye getirerek yaşamaya çalışırlar. Aletinin küçük olduğunu düşünmek gençleri homoseksüelliğe itebiliyor, benim aletim küçük iş görmez, kızlar aletimi görse ne düşünür diyerek cinselliği kendi cinsi ile yaşamaya kalkabilir. Aletinin küçük olduğunu düşünenlerin bir kısmı evlenmek istemezler, aseksüel takılmaya çalışırlar.
9- Penisi 8 cm gelen bir erkek evlenir, yuva kurar, çocukları olur, eşini ve kendini mutlu edebilir, penisin kalınlığı mühim değidir çünkü vajina penisi kavrar. Kadınların rahim uzunluğu ortalama 7-11 cm arasındadır, cinselliğe hassas sinirleri rahmin girişinde ilk 3,5 cm’de bulunur. Rahmin içi 3,5 cm'den sonra balon şeklindedir, penisi kavramaz onun için kadınlar 3,5 cm'den sonrasını hissetmez, yani erkeğin aletinin kaç cm olduğunu kadın anlayamaz. Penis kadının vajinasının ilk 3,5 cm dokundukça kadın haz alır, erkek haz alır, penisinizin boyu hiç mühim değildir. Aletinizin 16 cm'den büyük olması kadına zevk değil acı verir, bu da cinselliğin yaşanamamasına sebeb olur. Erkek aletinin rahme tam olarak girmesini ister, bu erkekte hakimiyet düşüncesini güçlendirir, aletiniz büyük olunca bir kısmı dışarda kalacaktır ve daha az zevk almanıza sebep olacaktır. Alman karı-koca psikolog bunu yaptıkları deney ile ispat etmişlerdir, erkek eşinin rahmine farklı büyüklükteki penisleri sokmuş bunların kaç cm olduğunu bilmesini istemiş kadın hiçbirini bilememiş.
10- Penisi uzatmak mümkün değildir, yapılan ameliyatlar başarısızdır. Satılan ilaçlar para tuzağıdır. Bu konuda yapılan istatistiklerin çoğuda ilaç şirketleri tarafından yaptırılır ve aletiniz küçük şu ilaçtan alırsanız büyür diyerek milyarlarca para kazanırlar, zavallı insanları sömürürler. Penisi büyütücü bir ilaç ben daha bilmiyorum, bu tür reklamlara aldanıp paranızı boş yere harcamayın, belki bir ümit iyi gelir diye sizi kandıranlara itibar etmeyin.
11- Şişman erkeklerde penisin etrafı yağ tabakası ile çevrildiğinden dolayı penis 1-2 cm daha kısa görünür. Her onbeş kiloda penisin etrafını 1-2 cm yağ tabakası sarar. Zayıflayınca normal hale gelir.
12- Uzun boylu erkeklerin penisleri boyları ile doğru orantılı değildir, boyu uzun diye penisi uzun olmaz. Boy uzunluğu ile penis uzunluğu arasında hiç bir münasebet yoktur. Uzun boylu kişiler penisim niye kısa, bende hastalık mı var diye düşünmesin.
13- Penis ölçümü dik durumda iken yumurtaların içindeki penisin kök kısmından sert bir cisimle dibine bastırarak yapılır.
14- Porno seyreden kadınlarda erkeklerden büyük penis beklentisi içine girerler, küçük penisli erkeklerle mutlu olamayacağını düşünürler. Bu insanların bilgileri düzeltilmeli ve doğru cinsellik öğretilmelidir. Porno seyreden bir insan aldatılmış ve yanlış bilgiler ile dolmuş demektir, bir psikolog tarafından gerçek cinsel bilgilerin verilmesine ihtiyacı vardır.
15- Penisler dik halde sola doğru biraz eğik olabilir, bu normaldir, hastalık filan değildir. Bazı penisler sağa doğru, bazı penisler aşağı doğru eğik olabilir, bunların hiçbiri kusur değildir. Eğer penis dikleşiyorsa, masturbasyon yapabiliyorsanız, rüyada boşalıyorsanız bir problem yoktur. Yumurtaların biri aşağıda bir yukarıda olabilir, biri diğerinden büyük veya küçük olabilir, bazende tek yumurta olabilir bunlar hastalık değildir.
16-Penis 22 yaşına kadar gelişir, bunun için penisi sıkan slip kilot giyme yerine paçalı kilotlar veya boxer tarzı kilotlar giyin, kilotlar mutlaka pamuklu olsun, kot pantolon yerine kumaş veya keten tarzı pantolanlar giyin, bunlar penise baskı yapmazlar. Masturbasyon yapmakta penisin gelişimini engeller.

4-PORNO FİLM SEYRETMEK CİNSELLİK DEĞİLDİR ''HASTALIKTIR''


PORNO CİNSELLİK DEĞİLDİR ''HASTALIKTIR''
Porno film seyretme ihtiyaç değildir, saplantıdır. En büyük zararı; insanları cinsel konularda yanlış bilgilendirme, yanlış bilgileri sürekli tekrarlar ile yayması neticesinde normallik algısı oluşturulmuştur, artık insanlar normal cinsellikten zevk alamaz noktaya getirilmiştir. Porno filmler; toplumları bozmak, ahlaksızlığı yaygınlaştırmak, aile yuvasını yıkmak, evlilik müessesesini dağıtmak, insanları yalnızlaştırmak, homoseksüelliği yaymak, ırkları yoketmek ve insan nüfusunu azaltmak için uğraşan bir grubun toplum mühendisliği oyunlarıdır.
PORNO FİLM SEYRETMENİN ZARARLARI
1-Porno filmler diğer filmlerden daha uzun bir uğraş gerektiriyor. Bir filmin çekilmesi birkaç ay sürebiliyor. Sizin on-onbeş dakikalık gördüğünüz sahneler bir haftada-iki haftada çekiliyor, farklı zamanlarda yapılan çekimler montaj yapılıp seyredenlerde aynı anda yapılıyor imajı oluşturuluyor. Bu filmi seyredenlerde kendilerini cinsel yönden eksik, yetersiz ve kusurlu görüyorlar. Porno endüstrisi çok büyük rakamlar ile dönüyor, bu endüstrinin dönmesi için akla hayale gelebilecek her türlü sapıklıkları deniyorlar. insanlar hep aynı şeyi görmekten sıkılırlar, bu yüzden devamlı farklı arayışlar içine girerler. Zenci erkek ile beyaz, iki zenci ile bir beyaz hatun, grup seks, beyaz erkek ile zenci hatun, çinli-japon ile zenci veya beyaz, kısa boylu ile uzun boylu, şişman ile zayıf, yaşlı ile genç vb. aklınıza gelebilecek herşeyi denerler. Seyreden zavallılarda bunların normal olduğunu düşünür.
2-Porno fimlerindeki oyuncular özel olarak seçilir, bilhassa aleti uzun olan milyonda bir adamı bulurlar, filmi seyreden garibanlarda herkesin aleti böyle zanneder. Kendini kusurlu ve eksik görür, kendi penisi ile bir şey yapamayacağını, mutlu olamayacağını düşünür. Kamera penisin üzerine kadar gelerek büyütür, oval çekim denilen bir hile ile insanın aleti iki katı gösterilir. Bilimsel bir gerçektirki penis boyu 8 cm olan kişi normaldir. Bu kişi evlenir, kendini ve eşini mutlu edebilir. Kızların % 15’i yapılan araştırmalarda pornografi’den etkilenerek erkeklerde büyük cinsel organ arayışına girmiştir.
3-Porno filmler erkeklerde cinsel organ kompleksi meydana getirebiliyor, cinsel organ kompleksi çok zararlı neticeler doğuruyor. Gençleri yetersizlik psikilolojisine sokuyor, benim aletim küçük iş görmez deyip homoseksüelliğe itebiliyor, küçük çocuklarla sekse yöneltebiliyor, evlilikten vazgeçirip mutsuz edebiliyor. Tecavüz eden insanlarda kendi cinsel organını küçük gördüğü için cinselliği oldu bittiye getirerek yaşamaya çalışırlar, en kolay ulaşacakları çocuklar olduğu için onlara yönelirler.
4-Porno filmlerde hep erkek boşalır, kadın hiçbir zaman boşalmaz. Kamera arkasından yönetmen kadına bağır, inle, ses çıkar, zevk aldığın anlaşılsın der. Dikkat edin kadınların makyajları dahi hiç bozulmaz. Kadın erkeklerin kölesidir, kadının en ufak bir kıymeti yoktur, sık sık kadınlar değiştirilir, insan yerine konulmazlar, erkek kadını evire çevire düzer sonrada ağzına menilerini akıtır ve film biter. Porno filmlerde cinselliğe hazırlık yoktur, giriş-gelişme basamakları atlanarak sonuca gidilir, ön sevişme olmadan bir kadın asla boşalamaz, cinselliğe hazır hale gelemez.
 
5-Porno filmler ile oral seks normal hale getirilmeye çalışılmaktadır. Oral seks insan haysiyetini düşürür, rencide eder. Normal bir insan oral seksi asla kendine yakıştıramaz, aklına bile gelmez. Seviyesiz insanlar – cinselliğin ne olduğunu bilmeyen - kendine kıymet vermeyen, aşağılık kompleksine sahip insanlar herşeyi denedik birde bunu deneyelim diye yapabilirler. Bir şekilde mideniz kaldırdı oral seks yapıyorsunuz ama ağıza boşalma en iğrenci. Porno filmlerde kadınların ağzına boşalmayı insanlara normal cinsellik diye dayatıyorlar, oysa kadınlar kusmamak için hap alıyorlar, bu işten nefret ediyorlar.
6-Porno filmlerde oynayan insanlar sürekli değişir, kimse bu işi uzun süreli yapamaz, insanları kullanıp atarlar. İlaçlarla 3 aylık enerjiyi bir haftada boşaltırlar, penis pompası denilen bir aletle penisleri şişirirler, bu filmlerde oynayan insanlar uzun süre kendine gelemez. Filmlerde fakir ve göçmen kızlarını, kenar mahalle erkeklerini oynatırlar. Para için herşeyi yapacak kadar düşük-seviyesiz insanları bulurlar.
7-Porno filmler ile anal sekste insanlara dayatılmakta ve normal gösterilmektedir. Anal seks bir ihtiyaç değildir. Kadının arkası ile erkeğin arkası arasında fark yoktur, kadın ile arkadan birleşen zamanla erkeklerede meyleder. Arkadan birleşen insanlarda bel soğukluğu, firengi ve başka tür cinsel hastalıkların olma ihtimali fazladır. Birçok hastalıkların sebebi temizliğe dikkat etmemekten ileri gelir, insanın arkası dışkının atıldığı yerdir, dolayısı ile pistir. Anal seks erkeklere masturbasyon yapmış gibi bir tatmin sağlar, bu sebepten belki bundan hoşlanabilende çıkabilir. Fakat kadınlar analsekten hoşlanmazlar, anüste cinsel sinir uçları olmadığı için bundan tatminde olamazlar, bu sebepten yapmak istemezler. Bazen erkeklerin baskısı ile yapmayı kabul ederler. Arkadan birleşme ileri yaşlarda kadınlarda tuvaletini kaçırmaya sebebiyet verir.
8-Porno sektöründe cinsellik göze dayatılıyor, cinselliğin göze dayatılması cinselliği kamçılamıyor ve kısa sürede bitiriyor. Erotizm böyle değil yani cinselliğin yarı kapalı bir şekilde verilmesi biraz daha çekici oluyor. Ama pornografi türünden cinsellik sunulması cinsel arzuları kısa bir süre içinde bitirip cinsellikten iğrenmeye kadar götürebiliyor. Gizemli olan cinsellik her zaman daha çekici ve arzuları kamçılayıcıdır.
9-Porno filmler ile grup ve toplu seks illeti insanlara hoş gösterilmeye çalışılmaktadır. Toplu seks insanlarda doğuştan olan ayıp ve utanma duygusunu yok eden, insanların birbirine saygısını ortadan kaldıran, onları hayvan seviyesine düşüren, en iğrenç seks türüdür. Utanma duygusunu kaybetmiş bir insan zamanla ensestlikten alında çocuk pornosuna kadar herşeyi yaşamak isteyebilir.
10-Porno film seyreden insanın hafızası-beyni kirlenmiştir ve kesinlikle iyi bir psikoloğa ihtiyacı vardır. Artık o insan yoktur, filmde gördüğü adam vardır ve gördüklerini bir şekilde tatbik etme yoluna gitmek isteyecektir. Porno filmler ile insanların cinsel kodlarını değiştirdiler. Normal yollardan ve normal ilişkilerden haz alamaz hale getirdiler. Porno yıldızlarının normal standartlardan büyük olan veya bir şekilde oyunlarla büyük gösterilen cinsel organını gören bir kız veya bir erkeği gereksiz yere düştüğü yanlış ölçü ve bilgilerden kurtaracak bir psikolog şarttır.
11-Pornografinin en büyük zararlarından biri yalan ve yanlış bilgileri herkese yaymasıdır. Pornoda kullanılan herşey bir film ortamında suni olarak hazırlanmaktadır, ne hikaye gerçek, ne oyuncular gerçektir, seyreden birçok kişide gerçek hayatta bunlar oluyor saplantısı meydana geliyor, eşlerinden böyle şeyler bekliyorlar. Bu da beraberinde kavgaları, ayrılmaları körüklüyor.
12-Cinsellik bir keşif gibidir ve sürekli yeniliklere açıktır. İnsan hayat boyu cinsel gelişimini sürdürür. Yeni bir şey deneyince keyif alır ve kendini bir kaşif gibi hisseder, porno filmler cinselliği bitirir, cinsel fantazileri yokeder, cinsel gelişimi engeller, sizi kendi gözünüzde başkasının yaptıklarını kopyalayan sapık rolüne sokabilir.
13-Porno filmlerde en kötü şey bu filmleri eşinizle veya ailecek seyretmeye kalkmaktır. Siz eşiniz birşeyler öğrensin oradaki kadınlar gibi davransın niyeti ile bunu yaparken eşiniz oradaki adamları görerek sizin yetersiz olduğunuzu, alet boyunuzun kısa olduğunu, erken boşaldığınızı düşünecektir. Ailecek çocuklarını bilgilendirmek için porno seyreden nadirde olsa aileler gördüm böyle birşey olamaz, porno filmlerde adı üzerinde bir filmdir, buradaki sahnelerin hayatla bir alakası yoktur, buradan cinsellik öğrenilmez ayrıca nasıl bir ahlak yapısı varki hep beraber bu filmlere bakabiliyorlar?
KENDİ SAĞLIĞIMIZI VE TOPLUM SAĞLIMIZI DÜŞÜNÜYORSAK PORNO FİLM SEYRETMEYELİM.

32-DEĞERLİ GENÇ KIZLAR HAYATINIZI KENDİ ELİNİZLE KARARTMAYIN


DEĞERLİ GENÇ KIZLAR HAYATINIZI KENDİ ELİNİZLE KARARTMAYIN
(genç kızlara terapi yazıları)
Bir kız 14-15 yaşına gelince çevresinde seveceği-sevileceği bir kişi aramaya başlar. Kendisine değer veren-seven birilerinin olmasını ister. Evleneceği-yuva kuracağı kişiyi bu yaşlarda aramaya başlar. Öyle bir devirdeyizki erkek arkadaşı olmamak eksiklik-kusur gibi kabul ediliyor. İlerde büyük yanlışlar yapmamak için şunlara lütfen dikkat edin. Bunlar yıllarını bu işe vermiş, binlerce problemli kişi ile görüşmüş birçok psikoloğun ortak fikridir.
1-İlk beraberliğinizi evlendiğinizde yaşayın. Bir kadın ilk kimin ile beraber oldu ise hayat boyu onu sever ve bağlanır. İkinci-üçüncü evliliklerini yapmış olsa bile ilk eşini unutamaz. Boşanmaların ve evlilik içi problemlerin sebeplerinden en önemlisi evlilik öncesi yaşanan ilişkilerdir.
2-Nişanlınız bile olsa asla evlenmeden beraber olmayın. Bu sizi nişanlınızın gözünde saygın biri yapar. Erkekler kolay elde ettikleri kadınlara kıymet vermezler ve onu basit kadın görürler. Eğer namuslu biri olsa evlenmeden benimle beraber olmazdı diye otomatik olarak düşünür, sizinle alakalı ciddi şüpheler içine girebilir, bunuda elinde olmadan yapar. Nişanlınızla bile cinsel olarak yakınlaşmayın, nişan dediğiniz bir yüzüktür, adam sizle bir gece beraber olur ve yüzüğü kaldırır atar, bunun o kadar çok örneğini gördümki…. Hatta size eğer benimle beraber olmazsan nişanı bozarım diyebilir, o bozmadan sen ona yüzüğü ver, böyle bir şerefsizden ne koca ne erkek olur. Bir erkeğin evlenmeden sizden aldıklarının yerini hiçbir şey dolduramaz bunu unutmayın.
3-Bekaret zarı Yaratanın kız çocuklarına koruma amaçlı verdiği bir ikramdır. Erkek çocukları tuvaletini yapar ve idrar geri içeri girmez, kız çocuklarının idrarının çıktıktan sonra rahme geri girme tehlikesi vardır ve Yaratan onları korumak için rahmin etrafını soğan zarı gibi ince bir zarla örtmüştür. Bu zar çok incedir, dışardan en ufak bir darbede ve müdahalede yırtılır. Bekaret zarının maksadı namuslu olup olunmadığı ile alakalı değildir, fakat ilk gece yırtılması ilk defa beraber olunduğunu gösterir. Namus zarda değildir ama namuslu bir kızda eşinden başkası ile beraber olmaz, kendini eşine saklar.
4-Evliliklerinde mutluluğu bulamamış bazı zengin erkekler genç kızlara eşinden boşanma dahil, yeni bir ev alma dahil her türlü dünyalık vaad edebilirler. Sırf para için, zenginlik için, daha iyi bir hayat yaşacağınızı düşünerek böyle bir şeyi kabul etmeyin. Bu başlangıçta hayata yanlış başlamaktır ki zararları çok ağır olur. Böyle yapıpta mutlu olan hiç görmedim. Yuva yıkanın yuvası olmaz demişler eskiler.
5-Bir erkek için bir kadının gülümsemesi-tebessümü dünyadaki en güzel ve en kıymetli hazinedir, bu hazineyi koruyun ve olur olmaz yerde saçmayın. "Yüzünde tebessüm olan bütün kızlar güzeldir" bunu unutmayın. Her güzelin alıcısı ayrıdır, herkesin değil bir kişinin eşi olun ve hayat arkadaşınızı bekleyin.
6-Boşanıp yeni evlenen kişilerde mutluluk oranı çok düşüktür, hata yapmadan doğru kişiyi bulmaya çalışın. Doğru kişide şunlara dikkat edin; evleneceğiniz kişi mutlaka bir iş sahibi olsun, zengin olmayabilir ama iş sahibi olursa evini geçindirir. Size değer verdiğini hissettirir, size kıyamaz, gözleriyle sizi sever, sizden menfaat elde etmeye çalışmaz bilakis size birşeyler vermeye çalışır (not: kaz gelecek yerden tavuk esirgememek tarzındaki iyilikler hariç). Sizi ne olursa olsun bekler, evlenmeden beraber olmayıda teklif etmez.
7-Hiçbir anne ve baba kızım fahişe olsun, genelevde çalışsın demez, kimse bundan gururda duymaz fakat bazen yanlış tercihler sizi bu noktaya getirir. Bazen anne-babanızın yaptıkları size ters gelebilir, onları eski kafalı olmak ile itham edebilirsiniz. Şunu asla unutmayın sevdiğiniz erkek veya beraber olmak için ailenizi feda ettiğiniz kişi sizi asla anne ve babanız kadar düşünmez, o yüzden ailenizi gençlik aşkınız uğruna feda etmeyiniz. Geri geldiğiniz zaman o anne-babayı bulamayabilirsiniz. Onlar çocukları için en doğruyu yapmaya çalışırlar. Anne-babanın sezgilerine güvenin, onlar kötü niyetli insanı tanırlar ve anlarlar.
8-Lezbiyenlik bir hastalıktır. Bir kadın hemcinsi ile beraber olarak cinsel mutluluğu yakalayamaz, bu işten zevk alır mı kısmen alır ama bu kilitoris orgazmı olur, vajinal orgazm bunun bin katı daha güzel ve zevklidir. Lezbiyenlik erkek korkusu olan kadınlarda çok olur, bazı kadınlar çocukların yanında cinsel konuları pervasızca konuşurlar, yaşadıklarını anlatırlar, ilk gece maceralarını anlatırlar, kaza ile orada bir kız çocuğu bunları duymuş ise evlenmekten korkar, erkeklerden korkar, cinsel birleşmenin acı ve zor bir şey olduğunu zanneder, vajinismus böyle oluşur. Bu anlatılanların gerçekle alakası yoktur, kadınlarla beraber olma erkeklerle beraber olmaktan daha zor ve meşakkatlidir.
9-Erkekler kadınlar gibi değildir, erkekler bir kadına bakarak tahrik olurlar, cinsel birleşmeyi onun için genelde erkekler başlatırlar. Kadınlar çıplak bir erkek bile görse tahrik olmaz. Ama kadınlar açık gezerek erkekleri tahrik edebilirler, bilimsel olarak ispat edilmiş bir çalışma var, çıplak kadın görmek erkeğin beynine uyuşturucu tesiri yapıyor ve kendinden geçirtebiliyor. Çalıştığınız yerde, bulunduğunuz yerde kendinizi güvende hissetmeniz için giyiminize dikkat edin, erkekleri fazla tahrik etmeyin, tahrik edecek kıyafetler giymeyin neticesi acı olabilir.
10-Evlilik öncesi beraberlikler yaşamış kızlar evlilik sürecinde çok sıkıntılar yaşar. Boşanmaların temelinde önceki yaşanmışlıkların çok rolü vardır. Birçok erkek ile beraber olan bir kadın elinde olmadan kıyaslamalara girer. Önceki sevgilim şöyle idi, bana şöyle davranırdı, kıymetimi iyi bilirdi, sağlam bir erkekti gibi kıyaslamalara otomatikman girer, canı sıkılır, mutsuz olur, tüh onu kaçırmasaydım vb. gibi duygular yaşar, pişmanlıklar yaşar, yaşar, yaşar. Bir kız ilkleri kiminle yaşarsa onunla mutlu olur, ilk öpüşme, ilk elelele tutma, ilk dokunma …… gibi.
11-Evde kalmak diye bir şey yoktur aslında, fırsatları değerlendirememek vardır, birçok evde kalmış kızla görüştüm hepside daha iyi bir fırsat gelecek diye ellerindekini teptiklerini söylediler. Bütün genç kızlarda evde kalmak korkusu vardır, en güzelinde bile. Siz sakın ilerde daha iyi bir fırsat gelir diye elinize gelen düzgün fırsatları tepmeyin.
12-Kızlar duygusal varlıklardır, sevilmek isterler, sahip çıkılmak isterler. Kim onlara gençlik yıllarından alaka gösterirse hemen ona kapılırlar, o kişinin kendini çok sevdiğini düşünürler, gerçekten öyle mi düşünmezler. O yüzden birçok kız bu yaşlarda yanlış tercihlerinin kurbanı olmuşlardır. Sizinle evlenmek niyeti ile yakınlaşan bir kişi gerçekten size değer veriyordur. Evlenmek niyeti olan bir kişide sizle konuştuktan sonra ailenizle tanışmaya çalışır, eğer böyle yapmıyorsa niyeti başkadır. O zaman bir pisliği çöpe atar gibi onun hayatınızdan atın. Sizi gerçekten seven biri gerdek gecesine kadar bekler. Sizin yanınızda olmak ona herşeyden daha güzel gelir, cinsellik ikinci plandadır.
13- Sevmek-sevilmek, değeri bilinmek, ait olmak, yuva kurmak çok güzel hisler, yuva kurmak, çocuk sahibi olmak, anne olmak eşsiz duygulardır. Çocuklar evlerin neşe kaynağıdır, bir çocuğun ilk gülümsemesi dünyaya bedel, inşallah bu tatları yaşarsınız ve birileri size bunu yaşatır.

KAVATLIK-DEYYUSLUK-SWİNGERS-EŞ DEĞİŞTİRME CİNSELLİK MİDİR?


Erkek eşini başka kişilerden kıskanır bu normal bir davranıştır. Erkeğin eşini kıskanmaması, başka erkeklerin dikkatini çekecek şekilde giyinmesine müsade etmesi ve bu durumu kabullenmesi anormal bir durumdur. Bir erkek sevdiğine-eşine sahip çıkar, ona yan gözle bakana haddini bildirir, gerekirse namusu için canını bile verir. Bu her erkekte olan normal bir psikolojik tavırdır. Bir erkek eşine sahip çıkmıyorsa onu sevmiyor demektir. Seven erkekte kendiliğinden kıskançlık davranışı oluşur. Kıskançlığın aşırısı zararlıdır, eşini sokağa çıkarmaz, komşuya göndermez, pencereden baktırmaz. Aşırı kıskanç olan erkekler cinsel gücü zayıf olan erkeklerdir, eşlerinin kendisini başkaları ile mukayese edeceğini ve yetersizliğinin ortaya çıkacağını düşündüğü için böyle davranırlar. Yetiştirilme bozukluğundan, çarpık aile ilişkileri yüzünden veya psikolojik bir takım eksikliklerden dolayı bazı kişiler tam erkek davranışı gösteremez, erkekliğini ortaya koyamazlar. Bunların bir kısmı kılıbık tipli yetersiz erkeklerdir. Kendisi eşini cinsel olarak tatmin edemediği için kendisini eksik-yetersiz görür başka birinin eşi ile beraber olmasından dolayı özdeşim kurarak rahatlar. Bazen insanın hiç aklında böyle şey yokken internetten görüp yapmak isterler, bazen arkadaşlar arasında konuşurken senin karın şöyle benimki böyle derken düşüncelerde kavatlık oluşur, uygun ortamlarda tekrar konuşularak düşünceler paylaşılır ve harekete geçilir. Kavatlık, lezbiyenlik ve homoseksüellikten daha ağır bir psikolojik travmadır. Eşini kıskanması gerekirken bu duygu kaybedilmiş, namus duygusu ve sadakat gibi manevi duygular ortadan kalkmıştır. İnsan yapısı gereği zevkçidir, her türlü zevki tatmak yaşamak ister. İnsanın aklına zaman zaman farklı cinsel tecrübeler ve istekler gelmesi normaldir ve gelebilirde. İnsanın aklına bu tür düşüncelerin gelmesi onu sapık veya saplantılı bir kişi yapmaz, bu düşüncelerine inanıp bunları normal görmesi ve icraata dökmesi yanlıştır. Akıl bize burada lazımdır, her aklına geleni yapana deli derler. Akıl doğru ile yanlışı ayırmak için vardır.

Kavatlık dilimize İran'dan girmiştir. "Kavatlar 528 yılından itibaren İran hükümdarlığı yapmış bir soyun adıdır. 1. Kavat, 2. kavat diye hükümdarları vardır. Onların zamanında zerdüşt rahipleri krallardan daha katı, zalim ve güçlüdürler. Zerdüştlerin zulmünden bıkan halk Mazdek adlı bir adamın etrafında birleşerek bunlara karşı çıkar. Mazdek İran hükümdarı Kavat ailesininde desteğini alarak dini ve toplumsal alanda birçok yenilikler yapar. Zerdüştlere karşı Mazdekçilik adı verilen yeni bir din ortaya çıkmıştır. Fakat Mazdekçilik dinine göre kadın toplumun ortak malıdır, evlilik diye bir müessese yoktur. Mazdekçilik artık o kadar çok yayılırki bunlara karşı İranlılar Afganistan-Pakistan-Hindistan'ı elinde tutan Akhun türk devletinden yardım isterler. Akhun hükümdarı iran'a gelince Mazdeklerin dinlerini öğrenir ve onların kadını toplumun malı yaptığını öğrenince bunlarda hayır yoktur diyerek Mazdek dinine mensup olanların ileri gelenlerini öldürtür ve bu dini sona erdirir. O sırada İran tahtında bulunan hükmüdarın adı Kavat'tır. O günden sonra Türkler arasında karısını satana-erkeklere sunana-karısını kıskanmayana "KAVAT" denmiştir."

Kavatlık toplumdaki sevgi-saygı davranışını yokeder, kutsal değerleri ortadan kaldırır, insanda psikolojik çöküntüye yol açar, fertleri kişiliksizleştirir, ilkesiz ve kuralsız hale getirir. Düşman devletler başka devletleri çökertmek için onlarda homoseksüellik ve kavatlık davranışlarının yayılmasını isterler, toplumda bu insanların sayısının artması felakettir, toplumun çökmesidir.

HOMOSEKSÜELLİKTEN (EŞCİNSELLİKTEN) KURTULMUŞ BİR KİŞİNİN HİKAYESİ

HOMOSEKSÜELLİKTEN (EŞCİNSELLİKTEN) KURTULMUŞ BİR KİŞİNİN HİKAYESİ
Bu kişi mektubunda eşcinsellikle ilgili düşüncelerinin değişmesinde, aktif ve pasif gaylik konusundaki bilgilerinin yanlışlığını fark etmesinde Dr. Joseph Nicolosi’nin “Eşcinseller için onarım terapisi” adlı kitabının çok işe yaradığını ve doğruları bulma konusunda kendisine rehberlik ettiğini ifade etmektedir. Gönderdiği mektubunda kendisinden ve yaşadıklarından bahseden bu okuyucu, eşcinsel eğilimlere yönelmesinde katı ve sert tutum sergileyen babasının davranışlarının rolünün çok büyük olduğunu, bu nedenle önce erkeklere karşı düşmanlık beslediğini ve daha sonra annesini kendisine rol model aldığını ifade etmektedir. Eşcinsel eğilimlerini ilerleyen yıllarda fark ettikten sonra tedavi için doktora gittiğini, ancak doktorun ona sadece güreş yapması ve kaslarını güçlendirmesini, bunun erkeksilik vereceğini söylediğini, bıyık bırakmasının ona fayda sağlayacağını ifade ettiğini belirtmektedir. Ama bunlarında daha sonraları kar etmediğini de sözlerine eklemektedir. Daha sonra babasına durumu açmaya karar verdiğini, önce mektupla bunu babasına bildirdiğini, bu arada devamlı dualar edip Allah’tan yardım dilediğini, ibadetlerini aksatmadığını, dini hassasiyetlerini azaltmadığını, namaz kıldıktan sonra dua ederken çok gözyaşları döktüğünü, bu dertten kurtulmak için Allah’tan yardım dilediğini ifade etmekte, bütün bunlardan sonra çok rahatladığını da sözlerine eklemektedir. Babasına yazdığı o mektuptan sonra her şeyin çok değiştiğini, babasının hatalarını anladığını, geçmişte benzeri sıkıntıları dedesi yüzünden onunda yaşadığını ama bunları aştığını söylediğini, babasının yaşadıklarını kendisine anlattıktan sonra birbirlerine sarılıp dakikalarca ağlaştıklarını, ilerleyen yıllarda babasının samimiyetinden emin olduktan sonra onu affettiğini, kendisininde zamanla olgunlaştığını, babasını affettikten sonra gay duygularının azaldığını, normalleşmenin hızlandığını, normal erkek arkadaşlarla bu derdini konuşup paylaştığını ve bunlarında ona çok faydası olduğunu belirtikten sonra bu illetten kurtulmak isteyenlere önerilerini şu şekilde sıralamakta, ancak bu önerilerinin elbette herkes için geçerli olmadığınında altını bizzat kendisi çizmektedir. Bu okuyucunun mektubunu bu şekilde kısaca özetledikten sonra onun yaşadıklarını ve tavsiyelerini aynen alıntılıyorum. Aşağıdaki cümleler tamamen ismini vermediğimiz bu okuyucuya aittir. Eşcinsellikten kurtulmak isteyenler şunları yapmalıdırlar.
1- Allah’tan ümitlerini kesmesinler. Allah bunu denemek için vermiştir, haşa gaddarlığından değil. Mücadele etmemize göre mükafat verir. Yani “ben değişemem böyleyim” demek işin kolayıdır. Fakat bu durumda mesul oluruz. Ömür boyunca mücadeleyi bırakmayan ve farzımuhal kurtulamayan birini affedebilir Allah. Ama mücadele zor gelipde zevk içinde yaşayan birinin söyleyecek sözü olamaz. Belkide Allah ötede bizim gibi mağdurlar için ne mükafatlar hazırlamıştır. Çünkü “bu bir erkeğin başına gelebilecek en büyük hadisedir” desem abartmış olmam sanırım. Hem “Allah” diyen gerçektende yabana kalmaz. O'na dayanan hiç kimse ortada bırakılmamıştır.
2- Kendilerini aldatmasınlar ve ne arzuluyolarsa açık yüreklilikle önce kendileri kabul etsinler. Yani pasif duygular olmasına rağmen çoğu kişi aktifim der mesela (halbuki ikisinin de farkı yok, aynı şeyler). Ya da kadınlara ilgisi az olmasına rağmen kadın manyağı rolleri yaparlar. Bunu yapmaları, durumlarını daha da travmatik bi hale sokuyor. Tecrübeyle sabittir.
3- Bunun, tedavisi olan bir psikoloji hastalığı olduğunu kabul etsinler. Sebebi ne hormon, ne de genetik. Çoğu için tek sebebi yetişme ortamı, ailesi... Testesteron yani erkeklik hormonu verilen gaylerin gay aktiviteleri artmış, şimdiye kadar da gayliğe sebep olan bir gen bulunamadı. Yani, “ben böyle yaratıldım” sözü koca bir yalan!..
4- Durumlarını anlatabilecek durumdaysalar, babalarına anlatsınlar. Müsait değilse anlatmaları, bi büyüğe ya da normal bi arkadaşlarına anlatsınlar. Buna “coming out from closet” denir bizim dünyamızda out olmak, açılmak. Fakat açılınacak kişiyi çok iyi tesbit etmeleri gerekir. En faydalısıda babaya açılmaları. (özellikle gençler için)
5- Sabırlı olsunlar ve yılmasınlar. Bu bir süreç. Kendilerini tedavi etsinler tabir caizse. Özellikle kurtulmaya yakın gel-git çok yaşarlar. Yani, kurtulduğunu hissetmesine rağmen, erkek arzusu çok olur. Bu bir geçiş dönemidir, aldanmasınlar.
6- Mastürbasyon yaparken akmaya yakın kadınla birlikte olduğunu düşünmeye zorlasınlar kendilerini. Azıcık zorlama olmadan, olmaz. Tam zevke gelipde akmaya hazırlık aşamasında kadın hayal etsinler. Bu zamanla geriye doğru gelir. Örnek, ilk başta zorlansalar da 1 ay sonra akmazdan önceki 3 dakika, sonraki aylarda 5 dakika, 10 dakika gibi kadın düşüncesi artar. Bu işin nirvanası ilk başta kadın düşünerek aleti kaldırabilmek. Ben buna ulaşmak üzereyim.
7- Zamanı gelmeden kesinlikle bir kadınla beraber olmaya çalışmasınlar. Hele hele hayat kadınlarına hiç gitmesinler. Bi aşk, sevgi duyarak ilişkiye girsinler kadınla. Bunun da en salim yolu evlilik. Ama zamanı gelmeden belki faydası olur düşüncesiyle asla evlenmeye kalkmasınlar.
8- Hoşlandıkları erkek tipleriyle cinsel olmayan arkadaşlıklar kursunlar. Onların ortamına ve muhabbetlerine katılsınlar. İlk başlarda çok yapmacık gelebilir bunu yapmaları ama bu metodun pratikte çok faydası vardır. 9- Biraz rol yapmaya çalışsınlar. Erkeksi yürümeye, konuşmaya ve davranmaya çalışmak gibi. Şunu da unutmasınlar, erkeksi tavırları çok olan erkeklerin bir çoğu aslında gizli gay. Bunu örtbas etmek için abartılı bir erkeksi tavır içine girerler. Ama kendileri bile bunun farkında değildirler.
10- İlgilerini yüksek ahlaki tavırlara ve örnek insan olmaya versinler. Dine yaklaşsınlar, namaza başlamak ve Kur-an okumayı öğrenmek gibi.
11- Gay olduklarını çok düşünmemek için farklı ilgi alanları bulsunlar. Resim, müzik, spor gibi. Sosyalleşmek için kendilerini azıcık zorlasınlar.
12- Kesinlikle gay chat odalarına ve kanallara takılmasınlar. Önceki gay arkadaşlarıyla görüşmesinler ya da azaltsınlar. Çünkü çoğu kişiye zor gelir mücadele etmek ve “biz böyle yaratılmışız” diyerek sıyrılırlar işin içinden.
13- % 100 kurtulmayı hayal etmesinler. Alet erkeklere kalkmaz hale gelse bile, hoş bir adam gördüklerinde bakıp hoşlanabilirler fakat ilerisini düşünüp sex hayalleri kurmazlar. Normal straight hayatlarına devam ederler. Açıkçası, gay sex hayatından % 100 kurtulabilirler ama duygusal olarak bu olmayabilir. Özetle, birilerini suçlayarak kendi eşcinsel eğilimlerini ve yaptıklarını meşrulaştırmaya çalışanlar, “biz böyle yaratılmışız” diyerek sorunlarını görmezlikten gelenler, “ben değişemem böyleyim” diyerek işin kolayına kaçanlar, bunun hormonlardan ve genlerden kaynaklandığı safsatasını yayanlar ve buna saf saf inananlar, bunun tedavisi mümkün olan psikolojik bir hastalık olduğunu inatla kabul etmeyenler şeytanın tesiri altında olanlardır. Önce bu tesirden kurtularak işe başlamaları ve Allah’a gönülden bağlanıp yukarıdaki tavsiyeleri bir an önce kendi hayatlarında uygulamaları bu sorunlarının çözümüne önemli ölçüde katkı sağlayabilecektir.

AZGIN KADIN OLAMAZ!!! KADIN CİNSELLİĞİ ÜZERİNE ÖZLÜ BİLGİLER


Kadınlar asla azgın olmazlar, kadınların tabiatları ve psikolojileri buna müsait değildir. Kadınlar cinsellikte pasif konumdadır, uyarılmadıktan sonra asla harekete geçemezler. Bir erkeği çıplak görmek bir kadına hiçbirşey hissettirmez ama bir erkeğe bir kadını çıplak görmek çok şey hissettirir. Kadınlar bakarak tahrik olmazlar, erkekler bakarak tahrik olurlar ve uyarılırlar. Cinsel beraberlikte erkek eşini önsevişme uyarır ve cinselliğe hazır hale getirir, önsevişme olmadan bir kadın asla orgazm olamaz. Günümüzde kadınlar internetten porno seyrederek, cinsel hikaye ve itiraf vb. yazıları okuyarak, cinsel yayınları seyrederek suni bir azgınlık içine girdiler. Bu olması gereken normal bir cinsellik değildir. İnternet ortamında alabildiğince cinsel yayınlar seyretmek kadınları cinsel olarak uyarır ve azgınlaştırır, mukabilinde cinsel istek duymaya başlarlar. İnternette cinsel yayınlara girmeseler uyarılmışlık olmaz ve cinsel olarak bir istek ve haz duymazlar. Bir kadın eğer evlenememiş olsa bilse cinsel yönden bir eksiklik hissetmez.
Dul kalmış bir kadın cinsel olarak bir ihtiyaç duymayabilir çünkü uyarılmadıktan sonra kadınlarda cinsel istek oluşmaz. Evlilik hayatında bile erkek eşini cinsel olarak uyarmasa kadın normal günlük hayatına devam eder; bulaşık yıkar, yemek yapar, çocuklarına bakar, ütü yapar vb. cinsellik hiç aklına gelmez. Yapılan bazı istatistiklerde namuslu kadınların daha evcimen olduğu, fahişe kadınların evde durmaktan sıkıldığı ve kendilerini dışarı attıkları ortaya çıkmıştır. Kadınlar için cinsellik her zaman ikinci plandadır, cinselliği erkeğin gönlünü kazanmak için kullanır. Erkekler kadını jüri gibi görürler ama kadınlar eşlerinin cinsel yetersizliğini hoş görürler. Yeterki eşleri onu sevsin, değer versin, kendisini özel hissettirsin. Kadın eşini asla aldatmaz, aldatmak kadınların tabiatlarında yoktur. Erkeklerin bir anlık zevk uğruna eşlerini aldattığı çok görülmüştür. Eğer kadın aldatıyorsa eşinden ilgi-alaka görmediği için veya intikam almak içindir. Kadınlar sokakta veya özel günlerde bazen çok açık-saçık kıyafetler giyebilirler, erkekler bunu sakın yanlış anlamasın. kadınların çoğu bunu seksi olmak için yapmaz, dikkat çekmek, modaya uymak veya öyle giyinmek hoşuna gittiği için yapar. Gizli lezbiyen kültürünün bayanlar üzerinde olumsuz etkileridir bunlar, erkeklerde nasıl bir etki meydana getirdiği çoğu kadının umurunda bile değildir. Eskiden fahişeler kıyafetlerinden seçilirdi, dünyanın her yerinde fahişeler vücut hatlarını gösteren kıyafetleri ve abartılı makyajları ile kolayca farkedilir.

ENSESTLİK BİR SEKS TÜRÜ DEĞİLDİR, BİR SAPMADIR, TEDAVİSİ KOLAY VE ÇOK BASİTTİR.


  ENSESTLİK: Bir kişini kendisine evlenmek düşmeyen kişilere (anne-bacı-hala-teyze-baba-dayı-amca), akrabalarına karşı duyduğu cinsel istektir. Bu istekler cinsel bir açlıktan veya talepten dolayı değil sapmalardan ve yanlış cinsel eğitimlerden kaynaklanır. Kurtulmak için ve bu durumlara düşmemek için neler yapılmalıdır.
1- Mahremiyete dikkat edilmeyen evlerde çocuk annesini-bacısını-halasını-teyzesini uygunsuz bir şekilde görmüş olabilir, bu görüntü onun bilinçaltına kaydedilir, bazen bilince çıkar ve çocuğun kendini sapık gibi hissetmesine sebebiyet verir. Mesela ergen bir çocuk evde annesini banyodan çıkarken çıplak görür veya kız çocuğu anne-babasının yatak odasına girip babasını giyinirken görmüş olabilir, babasının aletini istemeden görmüştür fakat bu görüntü onun bilinçaltına kaydedilir, bilinçaltı bir fotoğraf makinesi-kamera gibidir, ayırtetmeden herşeyi kaydeder ve olur olmaz yerde bu görüntüyü karşınıza çıkarır. Mesela dindar bir adam namaz kılarken daha evvel kardeşini kaza ile banyoda çıplak görmüşse bu görüntü gözünün önüne bir anda gelebilir, adam kendinden nefret eder, nasıl bu durumdan kurtulacağını bilemez, kendini sapık gibi görüp rahatsız olur. Televizyon seyrederken sevişme sahnesi gördünüz diyelim, daha evvel anne-babanızın odasında kaza ile onların sevişmesini gördünüzse bu bilinçaltına kazınır ve arasıra bilince çıkar. Bunlar sizin istemediğiniz şeylerdir ve kontrolünüz dışındaki olaylardır, asla kendinizi sapık görmeyin ve sapıklığı kendinize yakıştırmayın. Eğer bu düşüncelere inanıp peşinden giderseniz asıl o zaman sapıtırsınız.
2- Ensestliğin en büyük sebeblerinden birisi; rüyada annesi-bacısı-halası-teyzesi ile kişinin kendini cinsel beraberlik yaşarken görmesidir. Rüyada herşeyin sembolik bir manası vardır, mesela bir kişi ile cinsel olarak beraber olduğunuzu görmeniz o kişiye yardımcı olacağınızı gösterir. Eğer kişi bu rüyaya itibar eder, bende sapıklık var diye kendini sapık görüp devam ederse ensestlik oluşabilir, eğer bu rüyaya itibar etmez sadece bir rüyaymış derse hiçbir şey olmaz.  Bu rüyaları sadece ensestler görmezler, birçok normal kişide bunu görür ve görmüştürde. Ensestler zannederki bu rüyaları sadece biz görüyoruz, biz özel sapık kişileriz, hayır hiç alakası yoktur, rüyayı kaldırıp atarsın, itibar etmezsin, normal hayatına devam edersin, zaten normalsin.
3- Anne babalar evde mahremiyete çok dikkat etmeliler. Evde atlet-don gezmemeli ve çocuklarınada bunu öğretmeli, 7 yaşından sonra çocukların odalarını ayırmalı, eğer ayırma imkanı yoksa yatakları mutlaka ayırmalı ve birbirlerinin yanında soyunmamalarını söylemeli ve kontrol etmelidir. Anne erkek çocuğunu ergenlikten sonra banyoda yıkamamalı, hatta çocuk 10-11 yaşında annesinin kendini yıkamasından sıkılır ve rahatsız olur, annesi o zaman bir daha banyoda çocuğunu yıkamamalıdır. Ensest bir kişi söylemişti annesi 20 yaşında onu banyoda yıkıyormuş.
4- Ensestliğin en büyük sebeplerinden birisi bilinçaltıdır. Bilinçaltı kamera gibi her gördüğünüz şeyi kaydeder. Bilinçaltının aklı-mantığı yoktur, gördüğünü kaydeder ve bu görüntüleri bazen bilince saldırmak için kullanır. Mesela; eve geldiniz anneniz veya kız kardeşiniz çekyatta yatıyor, yatarkende beli açılmış ve bunu gördünüz, bu görüntü anında bilinçaltına işler ve size ilerde hatırlatılır, bunun gibi kardeşinizi, halanızı temizlik yaparken gördünüz kalçası açılmış hemen bu görüntü bilinçaltına kaydedilir. Eve girerken aniden baskın yaparak girmemek lazım, ses çıkaracağızki uygunsuz durumda olan hemen toplansın ve onu yanlış bir şekilde görmeyelim diye.
5- Ensestler baştan kendilerini sapık yanlış yolda olan kişiler olarak görürken sonradan kendileri gibi başkalarınında olduğunu görmeleri kendilerini normal zannetmeye götürür, bu daha kötü bir durumdur. kendini sapık yanlış yolda görürken düzelebilir, fakat kendisini normal görmeye başlayınca kurtulması mümkün olmayabiliyor.
6- Kendinizi ensest gördüğünüz için bu duygularınızın peşinden gittiniz ve istenmeyen birçok şey yaptınız, sonra pişman oldunuz diyelim derhal önceki yaptığınız bütün kötü alışkanlıkları, takipleri, gözlemeleri bırakacaksınız ve normal insan gibi hayatınıza devam edeceksiniz. Fakat önceden gördünüz görüntüler, yaptığınız yanlış işler bir süre daha aklınızdan çıkmayabilir, en olmadık zamanda bilince gelebilir, sakın kendinizi üzmeyin, hala kurtulamadım psikolojisine girmeyin, bir müddet daha böyle olması normaldir. Tevbe ettim diye, vazgeçtim diye psikolojik saplantılardan bir anda kurtulamazsınız, alışkanlıkları değiştirmek, bakış açısını değiştirmek ve yeni güzel alışkanlıklar ve davranışlar kazanılarak bundan kurtulunur. Mesela kendinizi kitap okumaya, hobiler yapmaya ve yararlı işler yapmaya verin, kısa zamanda yol alıp değişeceksiniz. Sakın vazgeçmeyin.
7- Ensestlik en çok şu şekillerde görülür; üvey babalar kızlarına tecavüz etmekte, abiler kızkardeşlerine tecavüz etmekte, babalar kızlarına tacizde bulunmakta, erkek çocuklarıda annelerine veya ablalarına karşı istekte bulunmaktadırlar. Ensestler içe kapanık kişiler olur genelde, çevrelerindeki insanlarla ilişki kuramazlar, o yüzden cinselliğide kendi dünyalarında öğrenirler, en yakın kişileri cinsel obje olarak seçerler, bu da ailesinden birileri olur. Ensestlerde duygusuzluk fazladır, annesini anne olarak göremez, ablasını abla olarak göremez, onlara karşı yanlış hisler geliştirir.
8- Ensestlikle insan cinsel bir istekte duyamaz, belli belirsiz bir istek oluşur Bu bir erkeğin kıza karşı duyduğu cinsel istek istek gibi değildir, zaten beraber olunsa dahi cinsel bir haz alınamaz, taraflardan birisi bunu muhtemelen reddeder ve zorla yapılmak istenir. Bir kadına veya bir erkeğe duyulan normal cinsel istek gibi değildir, bir saplantıdır, kişinin kendi dünyasında kurup, geliştirdiği bir saplantıdır.
"ENSESTLİK YAPMAYACAĞIM BEN DAHA DEDİKTEN SONRA BU İŞTEN KURTULMUŞUNUZDUR, BUNDAN SONRA NORMAL BİR ŞEKİLDE İHTİYAÇLARINIZI KARŞILAMAYA ÇALIŞACAKSINIZ, GEREKİRSE BİR PSİKOLOGDAN BİLGİ ALIP NELER YAPMANIZ GEREKTİĞİNİ ÖĞRENİN VE HAYATINIZI NORMAL BİR İNSAN GİBİ DEVAM ETTİRİN. BİLİNCİNİZDE KALMIŞ OLAN ESKİ YAŞANMIŞLIKLAR ZAMANLA YOK OLACAKTIR. BUNUDA KAFANIZA TAKMAYIN, PROBLEM GİBİ GÖRMEYİN."

https://www.facebook.com/guvenilircinselbilgilerimiz
https://plus.google.com/b/105604138706754783945/105604138706754783945/posts
http://guvenilircinselbilgiler.blogspot.com.tr/

HOMOSEKSÜELLİK HAKKINDA BAZI BİLGİLER PAYLAŞMAK İSTİYORUM

A- Homoseksüellik normal bir ilişki şekli değildir, bir sapmadır, cinsel bir tercih değildir. Psikolojik ve sosyal şartlardan oluşmuştur. Biolojik ve irsi(kalıtsal) değildir, yani insanlar homoseksüel doğmazlar.
B- Batıda homoseksüelliğin hastalık grubundan çıkarılmasının iki sebebi var;
1-Aşırı yaygınlaşmasından ve psikologların çoğunun homoseksüel olmasından dolayı,
2-Sağlık sigorta sisteminin bu ekonomik yükü kaldıramamasından dolayı siyasi olarak karar alıp bunu hastalık sınıfından çıkardılar.
3-homoseksüelliğe sebebiyet veren birçok sebepler tespit edilmiştir bunlardan bazıları;
a) annenin küçükken erkek çocuğuna kötü davranması çocuğu anneden kaçırır babaya yaklaştırır, babanın baba rolünü iyi oynayamaması, kılıbık olması, annenin baskın karakterli olması.
b) çocuklar 7 yaşında itibaren ayrı yataklarda ve mümkünse ayrı odalarda yatırılmalılar, kız kız gibi, erkek gibi büyütülmeli. Anne erkek çocuğunu 12-13 yaşından sonra kadın gezmelerine ve günlerine götürmemelidir.
c) erkek çocuklarıda kız çocukları gibi buluğ çağına kadar östrojen hormonu salgılar. bu yaşlarda çocuk kendi vücuduna karşı alaka duymaya başlar, dokununca tahrik olur ve bundan hoşlanırsa sık sık yapmaya başlar, aileler çocuklarına ergenlik nedir, vücutta ne gibi değişmeler olur, bu hususlarda çocuklarına sağlıklı bilgi vermeleri gerekir, aksi takdirde çocuk kolay ulaşabildiği bir arkadaşı ile cinselliği sınayabilir. Sadece kadınlık hormonunun fazla olmasından dolayı homoseksüel olunmaz.
d) kız çocuklarının yanında anneleri erkekleri kötüleyen ve onları öcü gibi gösteren hareketler ve sözler etmemeli, bu kız çocuklarında erkeklere karşı bir nefrete dönüşüp kızları yönelmesine sebep olabilir, bilhassa cinselliği zor ve kötü gösteren şeyler söylememeli, kız çocukları bundan korkup erkeklerden uzaklaşıp kızlara alaka duymaya başlayabilir yani lezbiyenliğe yönelebilirler.
e) Erkek çocukların yanında yanlış cinsel hikayeler anlatmak, kadınlardan korkutmak uzak tutmak için onların rahimlerinde-önlerinde timsah var vb. gibi aslı astarı olmayan hikayer uydurmak bilinçaltlarında kadınlardan korku ve uzak durma meydana getirir, bunun sebebinide çocuk hiçbir zaman bilemez, ancak bir psikoloj bunu çözebilir.
f) Cinsel organ kompleksi homoseksüelliğe yolaçabilmekte ve çocuklarla cinselliğe itebilmektedir. Bilimsel olarak 8 cm (dik durumda) ve üzeri penisler normal olarak kabul edilir, bunun altındakiler küçük kabul edilir ve ameliyat dahil çeşitli operasyonlar yapılır. Kadınların rahim uzunluğu ortalama 7-8 cm’dir, cinselliğe hassas sinirler rahmin girişinde ilk 3-4 cm’de bulunur, bundan sonrasını kadın hissetmet, erkeğin aletinin büyüklüğü ve uzunluğu kadın tarafından hissedilmez, bunu alman psikologlar ispat etmişlerdir.
g) Erkek çocuklarının vücutları kız çocuklarının vücutları gibidir ve östrojen hormonu salgılar. Ergenlikle beraber erkek çocuklarının vücutlarından testesteron hormonu salgılanmaya başlar, yani erkeklik hormonu salgılanmaya başlar. Sakalları çıkar, sesi kalınlaşır, diğer yerlerinde kıllar çıkar, vücudu kalınlaşır. Cinselliğe karşı bir merak başlar, ilk başta cinselliği kendi vücudunda tanımaya çalışır, vücuduna dokununca tahrik olur, tuvalette arkasına elleyince tahrik olur, bazen parmağını arkasına sokar, şartlar müsait olursa arkadaşları ile birbirlerine sürtünme ve daha ileri gitmeye kadar bu iş varır. Fakat bu cinsellikten değil meraktandır. Birçok çocuk bu yaşlarda penislerini birbirlerine gösterirler, cetvel ile ölçerler, masturbasyona başlarlar fakat duygusal ve içe kapanık çocukların cinselliği öğrenmesi geç olur, yapılan bu hataları hafızalarından silemezler kendilerini sapık gibi görmeye başlarlar. Hatta bir veya birkaç kere arkadaşları ile ilişki yaşadı ise kendini homoseksüel kabul eder ve o şekilde yaşamaya başlar, oysa bu homoseksüellik değildir meraktan kaynaklanır ve kolayca unutulur gider. Duygusal ve içe kapanık çocuklar bunu atamazlar ve hastalık-takıntı haline getirirler. Gerçekte bilseler homoseksüel olmadıklarını, gençlik geçişinde böyle şeylerin olabileceğini bilmiş olsalar hemen kurtulurlar.
h) Dini değerlere bağlı ailelerde erkek çocuklarını kız çocuklarından uzak tutmak için sürekli telkinler verilir, kızlara karşı yönelemeyen çocuk kendi cinslerine karşı cinsellik geliştirebilir.
i) Küçükken annesinden, teyzesinden ve çevresindeki diğer kadınlardan sürekli kötü sözler işiten ve azarlanan erkek çocuklarına babası, dayısı ve diğer erkekler tarafında çok ilgi gösterilir, kucağına alınıp sürekli sevilir, bu ergenliğe girerken erkek çocuklarında kendi cinslerine karşı bir ilgi oluşturabilir.

3- Eşinizle dahi arkadan yani anüsten beraber olmayın, bu hem cinsel hastalıklara sebebiyet verebilir hemde hijyen açısından son derece yanlıştır. üstelik kadının cinselliğe hassas noktaları vajinadadır, anüsten beraber olmaktan hiçbir kadın hoşlanmaz ve bundan zevkte almaz (porno filmlerde bu işten zevk alıyor gibi görünen artistlere aldanmayın, onların hepsi rol gereği yapılan işlerdir). Kadının arkası ile erkeğin arkası arasında biyolojik olarak hiçbir fark yoktur, kadın ile arkadan beraber olmaya başlayan biri yakın bir gelecekte erkeklerlede olacaktır, bu kesin. Yapılan istatistiklerde kadınların %99’u arkadan beraber olmayı istememiştir.
4- Homoseksüellikten kurtuluş mümkündür. İki tür homoseksüellik vardır, birincisi kendini homoseksüel zannedenler, gençlik yıllarında merakla bu işi yapmış ve kendini homoseksüel zannedenlerdir bunların kurtulması çok kolaydır. ikincisi kadınlardan nefret edenler, bu ikinci grup gerçek homoseksüellerdir, daha ziyade çocukken bilinçaltına yerleşmiş korkulardan kaynaklanan bir durumdur, psikologlar bunu çözebilir. Yeterki insan bundan kurtulmak istesin, istemek kurtulmanın yarısıdır.
5- Homoseksüellik ülkelerin geleceklerini karartan, toplumların ve devletlerin geleceğini bozan bir hastalıktır. 6- Bugün filistin toprakları üzerindeki lut gölünde yaşamış iki şehir var; sodom ve gomore, bunlar zamanında zengin bir memleket iken homoseksüellik bu şehirlerde yayılmış ve artık aleni yapılmaya başlanmış, bu duruma nasıl geldikleri anlatan bir belgede diyorki, sodom ve gomore halkı homoseksüllikten 50 yıl önce kadınları ile arkadan beraber olmaya başlamışlar, ondan sonrada homoseksüllek yayılmış. Bu şehirleri Allah helak etmiş, başlarına gökten taş yağdırmış. Zina islamda haramdır, homoseksüllik zinadan daha büyük bir günahtır, çünkü zinada sana helal olmayan bir kadın ile beraber olmak var bir nevi normal ilişki ama homoseksüllikte normal olmayan bir ilişki var, kadın ile beraber olma yerine erkek ile beraber olmayı tercih etme var.
7- İslami hassasiyet olanlar için; dünyaya imtihan gereği gönderilmiş olan insanoğluna Allah ruh ve nefs diye iki özellik vermiş. Ruh Allah katındandır ve iyilikleri ister, nefs ise kötülük kaynağıdır ve her türlü günahı işleyecek kapasitede yaratılmıştır. Bir müslüman bilecekki içimde nefs denilen kötülük kaynağı bir güç var ve bu her türlü günahı işleyecek kapasiteye sahip, doğuştan her insana verilmiş ve bu yüzden imtihan ediliyor. Zaman zaman aklınıza her türlü cinsel günahları denemek, tatmak arzusu gelebilir, bunlar sizin isteğiniz dışında gelir. İçinde gelen bu günah arzularının onun isteği olmadığını bilecek, günah işleme nefsin arzusudur. Bazen yanılıp nefsine uyup insan günaha düşebilir, günah düştüm diye orada kalmamak ve günahı devam ettirmemek lazım, hemen tevbe edip Allah’a dönmeli insan. Günahta ısrar şeytanın özelliğidir, müslüman günah düşünce hemen tevbe edip Rabbine yönelir. Tevbe ettikten sonra şeytan yaptığı günahları ona hatırlatır sen zamanında homoluk yaptın, grup seks yaptın, sanal seks yaptın sen pis birisin, senin Allah’ın yanında ne işin var, camiye yakışmıyorsun diyebilir. Bu sese kulak vermeyin bu şeytanın sesidir, Allah sizi tevbeye çağırı şeytan günahta devam etmeye.
"HOMOSEKSÜELLİKTEN KURTULMAK MÜMKÜNDÜR, KENDİNİZİ YALNIZLIĞA MAHKUM ETMEYİN, EVLENİN YUVA KURUN, ÇOLUK ÇOCUĞUNUZ OLSUN, HAYATIN NE KADAR GÜZEL OLDUĞUNU ANLAYACAKSINIZ."

8-İLK GECE KORKUSU, YANLIŞ BİLİNENLER VE YAPILMASI GEREKENLER


İLK GECE KORKUSU, YANLIŞ BİLİNENLER VE YAPILMASI GEREKENLER
(GERDEK GECESİ HAKKINDA AYDINLATICI BİLGİLER)
Evliliklerde ilkgece her zaman heyecanlı ve korkutucu olmuştur. Hayatında hiç cinsel tecrübesi olmamış kişilerin heyecanlanması, çekingen olması, tedirgin olması normaldir. İşte bu bilinmemezlik, çekingen olma hali ilkgeceyi çok güzel ve anlamlı yapar. İlk beraberliğini ömür boyu beraber yaşayacağı eşi ile geçirenlerin bu geceleri çok güzel olur. Bu korku ilk bisiklete binmek, ilk yüzmek gibidir. Yüzme bilen insanlar iyi bilir, kendinizi suya bırakmadıktan sonra iyi yüzemezsiniz, kendinizi suya bırakınca su sizi kaldırır. İlk gecede kendinizi duygularınızın akışına bırakın, plan program yapmayın, önceden öğrenme yoluna gitmek stres ve sıkıntı meydana getirir.
1- İlk gece adından anlaşılacağı üzere, ilk kez beraber olacak kişilerin birlikteliğidir. Daha evvel beraber olmuş olan kişiler için ilk gece yoktur, ikinci geceyi yaşayacaklardır. Eşlerden biri daha evvel beraberlik yaşamış, diğer yaşamamışsa bu karşı taraftan anlaşılır, biri heyecanlı ve panik iken diğeri gayet soğukkanlı, ne yaptığını bilen haldeyse problem çıkabilir çıkacaktır. Sen ilk beraberliği sevdiğin ve evlendiğin kişi ile yaşayacakken diğer yaşamış ve sanki dul biri ile beraber oluyormuşsun hissi uyandıracaktır sende.
2- Erkekler ve kızlar ilk kez kim ile beraber olursa onu çok severler, bilhassa bayanlar bu konuda daha hassastırlar ve ilk beraber oldukları kişiyi asla unutamazlar, o kişiye aşık olurlar. Daha sonra farklı biri ile evlendiği zaman problemler kaçınılmaz olacaktır ve asla problemin ne olduğunuda tam manası ile ifade edemeyecektir, anlayamayacaktır.
3- Erkeklerimiz ilk gece korkusu ile geneleve gidebiliyor veya fahişe biri ile tecrübeli olayım diye beraber olabiliyor. Bu bir erkeğin hayatında yapabileceği en büyük hatadır. Genelevdeki kadınlar kendilerini o yola bir erkek düşürdüğü için potansiyel olarak bütün erkeklerden nefret ederler ve hepsi tam bir feministtir. Yeni gelen bir genci görünce intikam almak maksadı ile yatağa hiç kıpırdamadan yatar, eline gazete alır, sakız çiğner hiç oralı olmaz. Yeni gelen genç ise heyecanlı, ne yapacağını, nasıl yapılacağını bilemez haldedir. Genelevdeki kadın gence derki; senin aletin ne kadar küçük, ağzın süt kokuyor, sen daha çocuksun niye geldin diyerek gençleri cinsel komplekse sokarlar. Böyle binlerce kompleksli gençle görüştüm, evlenmek istemiyor, evlilikten kaçınıyor, cinsellikten kaçınıyor, kendini eksik ve yetersiz görüyorlardı, hepsinin psikolojik bir terapiye ihtiyacı vardı.
4- Anadoluda insanımız bilhassa kızlarımız cinsellikten çok çekinirler, bunda büyüklerin kendi aralarında yaptıkları yanlış konuşmalarında payı vardır. Kızlar beraber olmanın kendilerine çok acı vereceğini düşünürler, o yüzden damat adaylarımız ilk gece eşine müsamaha göstermeli, illa ilk gece olacak diye düşünmemeli, ikinci-üçüncü gece veya bir hafta sonrada olabilir. Eşini sevdiğini göstermeli, muhabbet etmeli, öpüşmeli, sevişmeli eğer karşı tarafın hazır olduğunu hissederse beraber olmalıdır. Erkek eşine ilk gece bugün çok yorulduk dinlenelim muhabbet edelim, yarın beraber oluruz aşkım acelimiz yok, bir hayat bizim diyebilir, bu karşı tarafın çok hoşuna gider ve eşine güvenir, sevgisi artar.
5- İlk gece yapılması gereken odalarına çekildikten sonra heyecanın geçmesidir, rahatlamak için yemek yenebilir, müzik dinlenebilir, televizyon seyredilebilir. Erkeğin eşini sevdiğini söylemesi muhabbet etmesi iki tarafıda rahatlatır, eşini öptükten sonra devamı gelir hiç merak etmesin. Başarısız olacağım diye kimse korkmasın bu işte başarısızlık yoktur, ilk gece olmasa ikinci gece, değilse üçüncü gece. Bazı kişiler ile görüştüm bir hafta sonra beraber olduklarını söylediler, bazıları iki hafta sonra ancak beraber olabildiklerini söylediler. Paniğe endişeye gerek yok, her iki tarafta beraber olmayı istiyorsa birkaç gün geç olmasının zararı yok, mühim olan eşinizi sıkıştırıp cinsellikten soğutmamak, siz zevk alırken ona bu iş ızdırap olmasın.
6-Bazı erkekler ilkgece eşleri ile beraber olmayı sanki bir kıza tecavüz ediyor gibi görüyorlar ve eşlerini cinsel olarak zorluyorlar. Cinsellik kadın içinde erkek içinde dünyanın en güzel zevkidir, her iki tarafta bu işi sever ve ister, severek yapılan bir işi zorla yapmaya kalkarsan nefret ettirirsin. Kadın zaten heyecanlı, ilk defa beraber olacak tedirgin halde erkeğin aşırı istekli bir şekilde bir savaş kazanırmış gibi eşine saldırması kızlarda panik hali meydana getirebilir. Cinsellik yere dökülen bir kova su gibidir, su yolunu bulur gider, bir kızla erkek bir araya gelince ateş ile barut yanyana gelmiştir zaten bir şekilde beraber olunur, bunu muhabbetli bir şekilde yapmak en güzelidir.
7-İlkgece beraber olduktan bakire kızlarda bir iki damla kan gelir, bu ilk kez beraber olunduğunu gösterir. Kan geldikten sonra beraberlik bitirilir, iki gün ara verilir, kızlık zarının yırtılması ile hafif bir tahriş oluşur, bunun geçmesi için iki gün yeterlidir, sonraki günlerde beraber olunmaya devam edilir. Kızların %30'nun kızlık zarlarında problem olabilir, bu istatistiki bir bilgidir, ya kızın kızlık zarı hiç yoktur veya çok derindedir veya esnektir yırtılmayabilir. Kan gelmedi diye kızı fahişe gibi görmeyin, onu suçlamayın, hayat arkadaşınıza güvenin.
8-Beraber olamamak korkusu hisseden gençler; ben daha evlenipte beraber olamayan kimse görmedim, bu iş bir gün sonra, bir kaç gün sonra veya bir iki hafta sonra olabiliyor bunlar normaldir, alışmaya bağlıdır. %1 oranında vajinismus olan kıza rastlanır, bunlar ne yapsalar ne etseler beraber olamayabilirler, bir uzmanın bilgilendirmesine-yardımına ihtayaç duyarlar. Böyle bir problem olduğu zaman bizlere ulaşabilirsiniz. Evlendiniz aradan bir ay geçti ve hala beraber olamıyorsunuz, ortada bir hastalıkta yok, kız beraber olmaktan çok korkuyor, çekiniyor, panikliyorsa vajinismus var demektir. Vajinismus psikolojik bir rahatsızlıktır, kızlarda beraber olma korkusudur. 3 terapide vajinismusu çözüyoruz, sayfamızdan bilgi ve destek alabilirsiniz, kimseden bir ücrette talep etmiyoruz.
9-Cinsel tecrübe diye bir şey yoktur, cinsellik evlilik hayatında öğrenilir, cinsel gelişiminiz bir ömür boyu devam eder, her gün yeni şeyler öğrenirsiniz, birbiriniz tanırsınız, nelerden hoşlanıyor anlarsınız, bu insanı kaşif gibi yapar. Cinselliğin en tatlı yanı budur, herşeyi önceden bilmek filmin sonunu bilmek gibi size heyecan vermez, onun için cinsellik hakkında çok bilgi sahibi olmaya çok araştırmaya gerek yoktur, evlilik hayatında kendiliğinden öğrenmek en doyurucu ve güzelidir. İlk beraberlikte uzun bir önsevişme yaptıktan sonra birleşme durumuna geçince erkek yatakta sırtüstü uzansın, kız eşinin üzerine kontrollü bir şekilde yavaş yavaş otursun. Kız kontrolün kendinde olduğunu görürse rahatlar, kendini serbest bırakır ve kolay birliktelik yaşanır.
10-Piyasada ilk gece ile alakalı anlatılanların hepsinin şehir efsanesi ve yalan olduğunu bilin, yok eve ambülans gelmiş, yok kızın kanı durmamış acile gitmişler, yok eve doktor gelmiş vb. söylenen bütün sözler yalan ve korkutmadır, bunlara itibar etmeyin, eğer daha evvel kulağınıza böyle bilgiler geldi ise hepsini çöpe atın, yalandır. İnsanların en çok yalan söylediği alan cinselliktir, sebebi ise insanların en dikkatini çeken konular cinsel konulardır, o yüzden herkes bu konulardan anladığını karşındakine göstermek ister, destekli desteksiz atar tutarlar. Cinsellik konusunda en çok konuşanda en problemli kişidir.
BİZLERE ULAŞABİLECEĞİNİZ LİNKLERİMİZ

 
Blogger Templates